검색어: porodicom (세르비아어 - 터키어)

sada sa porodicom živi u američkoj državi nju džerzi.
Şu anda da ailesiyle birlikte abd'nin new jersey eyaletinde yaşıyor.

još uvek se okupljamo sa porodicom i prijateljima za iftar.
hala iftar yemeği için aileler ve arkadaşlarımızla toplanıyoruz.

bosanski muslimani proslavljaju eid ul-adha uz hranu, sa porodicom
bosnalı müslümanlar kurban bayramını yemek ve aileyle kutladılar

vlada je preduzela ovaj korak nakon konsultacija sa kraljevskom porodicom.
hükümet söz konusu kararı, kraliyet ailesi ile yaptığı görüşmelerin ardından aldı.

bez obzira na modernizaciju, mnogi ramazan povezuju sa porodicom i prijateljima.
Çağdaşlaşma bir yana, pek çok kişi ramazan'ı aile ve dostlarla bağdaştırıyor.

mnogi umesto toga odlučuju da leto provedu na obali, sa porodicom ili prijateljima.
bu durumda pek çok kimse, yaz tatillerini aileleri ya da arkadaşlarıyla birlikte sahil kesiminde bir yerlerde geçirmeyi tercih ediyor.

učila sam zanat kod divnog pčelara, sa čijom porodicom sam se veoma zbližila.
ailesiyle çok yakınlaştığım harika bir arıcının yanında çıraklık yaptım.

proslava počinje žrtvovanjem ovna, a uključuje molitivu, vreme sa porodicom i dobru hranu.
bir koç kesilmesiyle başlayan kutlamalarda dualar ediliyor, aileyle vakit geçiriliyor ve güzel yemekler yeniyor.

međutim, kosovo je za sada za nju samo mesto na koje dolazi sa porodicom na godišnje odmore.
yine de şimdilik kosova sadece tatillerini ailesiyle birlikte geçirmek için geldiği bir yer.

jednostavno nema mesta kao što je dom i čovek treba da živi za tih nekoliko dana kada je sa svojom porodicom.
ev gibisi yok, insan ailesiyle birlikte olduğu günler için yaşamalı.

u situaciji smanjenih doznaki iz inostranstva na kosovo, setimes je razgovarao sa jednom porodicom koja živi od pomoći rodbine.
kosova’ya gönderilen göçmen dövizlerinde bir düşüş yaşanırken, setimes, yurtdışından gelen para ile geçimini sağlayan bir aile ile görüştü.

„ranije je krivično delo nad ženom smatrano krivičnim delom nad porodicom i zajednicom, a ne nad pojedincem.
white, "Önceden, kadına karşı işlenmiş bir suç, bireye değil, aile ve topluma karşı işlenmiş bir suç olarak kabul ediliyordu.

kristofijas, koji je blizak sa porodicom žrtve, prekinuo je svoje razgovore sa talatom da bi posetio članove hadžikostisove porodice.
kurbanın ailesine yakın olan hristofyas, hacıkostis'in akrabalarını ziyaret etmek için talat ile görüşmelerini yarıda kesti.

ljajić je istakao da više ne postoji kontakt sa porodicom -- a vlada srbije nema informacija o tome da li se hadžić nalazi u zemlji.
komite başkanı, aileyle temasın kesildiğini ve sırp hükümetinin hadziç'in hâlâ ülkede olup olmadığı hakkında hiçbir bilgisi bulunmadığını kaydetti.

izgleda da imamo posla sa porodicom koja je naručivala ubistva», rekao je potpredsednik vlade srbije Žarko korać u jednom intervjuu.
görünüşe göre cinayet emirleri veren bir aile ile uğraşıyoruz." dediği belirtildi.

ilustrativan je slučaj 43-godišnjeg ibiša bajramija, koji sada živi sa svojom porodicom u romskom naselju u podujevu, 30 kilometara severoistočno od prištine.
ailesiyle birlikte priştine'nin 30 kilometre kuzeydoğusunda podujevo kasabasındaki roman mahallesinde yaşayan 43 yaşındaki İbiş bayrami'nin durumu da bunu gösteriyor.

isaja, koja je poreklom iz rumunije, doselila se sa svojom porodicom u makedoniju 1951. godine i kasnije postala jedna od najtalentovanijih i najpopularnijih ličnosti na makedonskoj pozorišnoj sceni.
romen menşeli olan isaja 1951 yılında ailesiyle birlikte makedonya'ya gelmiş ve daha sonra makedon tiyatro sahnesinin en yetenekli ve popüler simalarından biri olmuştu.

nema sumnje da je heroin uništio sve u mom životu, ali sam tokom boravka u Čenakolu doživeo neke trenutke sa svojom porodicom koje bi, da stvari nisu bile kakve su bile, verovatno zauvek propustio.
eroinin, hayatımdaki herşeyi mahvettiği kesin, ama cenacolo topluluğundayken, ailemle başka koşullarda asla yaşayamayacağım anlar yaşadım.

"neke porodice su veoma brzo uspele da obnove svoje kuće posle tragedije", kaže stanovnik gerdeca agim, koji radi na svojoj kući sa porodicom i prijateljima.
ailesi ve arkadaşları ile birlikte evini yapmaya çalışan gerdec'li agim, “bazı aileler, yaşanan olaydan kısa bir süre sonra evlerini yeniden inşa etmeyi başardı.

ali, sa druge strane, njegov sin se sa porodicom preselio u beograd, verovatno trajno. „Šta mogu da rade u brnici, žive kao poljoprivrednici?
oğlunun ailesinin temelli belgrad'a taşınmış olmasını makul karşılıyor.