검색어: sopstvenim (세르비아어 - 터키어)

“ne postoji veća motivacija nego da igrate pred sopstvenim navijačima.
paspalj, "kendi seyirciniz önünde oynamaktan daha büyük bir motivasyon olamaz.

to ne radimo čak ni sa sopstvenim zemljama», istakao je on.
bunu kendi ülkelerimizde bile başaramıyoruz," şeklinde konuştu.

bosanski vojnici rade sopstvenim rukama, sa štapovima za razminiranje i vojničkim ašovima.
bh askerleri aramaları elleriyle, mayın dedektörleriyle ve küreklerle yapıyor.

danas svratište ima zasebni objekat sa sopstvenim dvorištem, ali zakup ističe u maju.
Şimdi kendine ait bahçesi olan ayrı bir yerleri var ama buranın da kira sözleşmesi mayıs ayında doluyor.

državna izborna komisija postala je potpuno nezavisno telo sa sopstvenim budžetom i profesionalnim osobljem.
devlet seçim komisyonu, kendine ait bütçesi ve profesyonel personeli olan tamamen bağımsız bir organ haline geldi.

demonstranti su reagovali postavljanjem novih blokada i sopstvenim telima su onemogućili pristup kfor-u.
göstericiler kfor'un bu hareketine yeni barikatlar kurarak ve kfor'un kendi birlikleriyle olan erişimini keserek karşılık verdiler.

jedna od bitnih članica eu, Španija, iznenadila je sve ovog meseca sopstvenim predlogom mediteranske unije.
ab'nin önemli üyelerinden İspanya da bu ay akdeniz birliği ile ilgili önerisini ortaya koyarak sürpriz bir hamle yaptı.

kao sused šengenskih zemalja, hrvatska stiče iskustvo koje će joj pomoći u sopstvenim nastojanjima za članstvo u eu.
schengen ülkelerinin komşusu olarak, hırvatistan kendi ab üyelik hedefinde yardımı olacak deneyimler kazanıyor.

podmićivanje na fakultetima, navodi se u izveštajima, postalo je dobro razvijen biznis sa sopstvenim pravilima i procedurama.
haberlere göre, akademik rüşvet kendi kural ve usülleri olan yerleşik bir sektör haline gelmiş durumda.

dok se libijski lider muamer gadafi bori sa sopstvenim narodom, medicinari kojima je njegov režim namestio sećaju se svojih muka.
libya lideri muammer kaddafi kendi halkıyla savaşırken, rejimi tarafından tutsak edilen sağlık görevlileri çektikleri çileyi hatırlıyorlar.

posle delimične suspenzije, turski zvaničnici izvadili su svoj plan reformi, rastavljen na 35 pregovaračkih poglavlja i zasnovan na sopstvenim prioritetima turske.
başlıkların kısmi olarak askıya alınmasının ardından türk yetkililer, 35 müzakere başlığına ayrılmış ve ülkenin kendi öncekliklerine dayalı bir reform planı oluşturdular.

general je, prema sopstvenim rečima, tokom devedesetih godina u razgovorima sa miloševićem proveo više od 100 sati u periodu od skoro četiri godine.
general, 1990'larda neredeyse dört yıllık bir zaman dilimi içerisinde miloseviç'le toplam 100 saatin üzerinde görüşme yaptığını söylüyor.

del ponte je, prema sopstvenim rečima, u četvrtak ukazala ambasadorima oebs-a da su hrvatske vlasti nagovestile spremnost za preduzimanje konkretne akcije.
del ponte, agİt büyükelçilerine hitaben perşembe günü yaptığı konuşmada hırvat makamlarının somut adım atmaya hazır olduklarının işaretini verdiklerini söylediğini belirtti.

analitičari kažu da je rezultat lični trijumf za papandreua, sina bivšeg premijera andreasa papandreua, jer je bio u stanju da izađe iz senke svoje porodice i krene sopstvenim političkim putem.
analistler, sonucun eski başbakan andreas papandreu'nun oğlu papandreu için ailesinin gölgesinin dışına çıkma ve kendi siyasi yolunu çizmeye başlaması açısından kişisel bir zafer olduğu görüşündeler.

analitičar grčke banke koji je želeo da ostane anoniman kaže da pozivi na „žrtve“ mogu da urode plodom samo ako svi daju svoj doprinos prema sopstvenim mogućnosti.
adını açıklamak istemeyen bir yunanistan merkez bankası analisti, "özverilerin" ancak herkes gücü oranında katkıda bulunursa başarılı olabileceğini söylüyor.

ako bilo koja zemlja prihvati nezavisnost pokrajine, srbija "će pokrenuti procese protiv vlada tih zemalja pred njihovim sopstvenim pravnim institucijama", dodao je on.
cumhurbaşkanı, herhangi bir ülkenin eyaletin bağımsızlığını kabul etmesi halinde, sırbistan'ın "bu ülkelerin hükümetlerine karşı kendi yasal kurumları huzurunda işlemler başlatacağını" da sözlerine ekledi.

"visoki predstavnik očekuje da vlasti na entitetskom i kantonalnom nivou sopstvenim snagama provere te kandidate, baš kao i što za to postoje sredstva na državnom nivou," kaže ona.
radetiç, "yüksek temsilci taraf ve kanton seviyesindeki makamların, tıpkı devlet seviyesindeki mekanizmalar gibi bu adayları kontrol etmek için kendi mekanizmalarını oluşturmalarını bekliyor." dedi.

sporazum je postignut uprkos kontinuiranim razmimoilazenjima oko uloge nato-a. francuski predsednik Žak Širak insistira na tome da članovi alijanse vrše obuku pod sopstvenim zastavama, a ne pod zastavom nato-a.
fransa cumhurbaşkanı jacques chirac'ın eğitimlerin nato bayrağı altında değil, İttifak üyelerinin kendi bayrakları altında yürütülmesi yönündeki ısrarları nedeniyle nato'nun rolü hakkındaki görüş farklılıklarına rağmen anlaşma sağlandı.

"mislim da eu treba da nam pomogne i vidi i sama da činimo sve što možemo u pogledu saradnje sa hagom", rekao je jeremić. "nemamo šta da krijemo; zato vas pozivam da dođete u srbiju i sopstvenim očima se uverite u naše napore."
"ab'nin bize yardım etmesi ve lahey ile işbirliği konusunda elimizden geleni yaptığımızı kendi gözleriyle görmesi gerektiğini düşünüyorum." diyen bakan şöyle devam etti: "saklayacak bir şeyimiz yok, bu yüzden de sizi sırbistan'a gelip çabalarımızı kendi gözlerinizle görmeye davet ediyorum."