검색어: sveobuhvatne (세르비아어 - 터키어)

grčka planira sveobuhvatne mere obezbeđenja za olimpijadu
yunanistan: olimpiyatlar İçin kapsamlı güvenlik tedbirleri planlanıyor

oni su takođe pozvali na sveobuhvatne mere štednje.
birlikler, daha kapsamlı kemer sıkma tedbirleri için çağrıda da bulundular.

premijer abdulah gul obećao je sveobuhvatne reforme i ustavne izmene.
başbakan abdullah gül geniş kapsamlı reform ve anayasa'da düzenleme yapma sözü verdi.

reforma gimnazije samo je deo vladine ambiciozne i sveobuhvatne strategije reforme školstva.
gymnasium sisteminin yenilenmesi, hükümetin azimle uygulamakta olduğu genel eğitim reformu stratejisinin bir parçası.

redžep tajip erdogan je rekao da se prva tačka odnosi na sveobuhvatne ustavne reforme.
recep tayyip erdoğan ilk önceliklerinin anayasa reformunu gerçekleştirmek olduğunu söyledi.

sav sadržaj biće razvijan preko sveobuhvatne medijske interakcije sa studentima, korišćenjem samo društvenih mreža.
bütün içerik, sadece sosyal ağlar kullanılarak, öğrencilerle kapsamlı bir medya etkileşimi yoluyla geliştirilecek.

državna policija je saopštila da je u januaru zaplenila 121 prokrijumčareno vozilo, u sklopu sveobuhvatne akcije.
devlet polisi, ocak ayında düzenlenen geniş çaplı bir operasyonda 121 kaçak araca el konduğunu bildirdi.

međutim, zvaničnici sada priznaju da su potrebni precizniji statistički podaci za izradu sveobuhvatne strategije za poljoprivredni razvoj.
ancak yetkililer, tarımsal kalkınma için kapsamlı bir strateji hazırlamak için daha kesin istatistiki bilgilere ihtiyaç duyulduğunu artık kabul ediyorlar.

ananov izveštaj dolazi nekoliko meseci uoči očekivanog objavljivanja sveobuhvatne procene napretka kosova u ispunjavanju standarda koje su odredile un.
annan'ın raporu, kosova'nın bm tarafından belirlenmiş standartları yerine getirmede kaydettiği ilerlemenin kapsamlı şekilde gözden geçirecek bir belgenin hazırlanmasına aylar varken geldi.

makedonija do kraja ove godine treba da pusti u opticaj prve evrobondove u sklopu sveobuhvatne stategije za povećanje svojih kapaciteta zaduživanja i privlačenja investitora.
makedonya, borç alma kapasitesini artırma ve yatırımcı çekme amaçlı genel stratejisi kapsamında ilk eurobond'larını yıl sonuna kadar piyasaya sürecek.

grčka vlada planira da ove godine sprovede sveobuhvatne reforme sa ciljem da se ekonomija učini konkurentnijom i da se deficit zemlje dovede ispod granice koju je odredila eu.
yunan hükümeti bu yıl, ekonominin rekabet gücünü artırmak ve bütçe açığını ab tavanının altına çekmek amacıyla kapsamlı bir reform programı uygulamayı planlıyor.

a, s obzirom na političku zbrku koja remeti stvaranje sveobuhvatne nacionalne strategije, moglo bi da prođe još vremena pre nego što se ta nastojanja pokrenu.
genel bir ulusal strateji oluşturulmasını engelleyen siyasi düzensizliği de hesaba katacak olursak, çabaların başlaması biraz zaman alacak gibi görünüyor.

mi ne smemo zaboraviti da ništa od ovoga ne bi bilo moguće bez značajnih uspeha u implementaciji sveobuhvatne odbrambene reforme", izjavio je portparol američke ambasade.
kapsamlı savunma reformunun uygulanmasında elde edilen önemli başarılar olmadan bunların hiçbirinin mümkün olmayacağını unutmamalıyız." dedi.

devet zemalja koje učestvuju u inicijativi decenija uključivanja roma moraju da se pomere od implementacije sporadičnih mera ka usvajanju sveobuhvatne politike integracije roma, složili su se u utorak učesnici međunarodnog sastanka koji je održan u sofiji.
sofya'da düzenlenen uluslararası bir toplantıya katılanlar, romanların topluma kazandırmanın on yılı adlı girişimde yer alan dokuz ülkenin dağınık tedbirleri uygulamaktan kapsamlı roman entegrasyon politikalarına geçmeleri gerektiği konusunda anlaştılar.

obećavajući sveobuhvatne socijalne i ekonomske reforme i ustavne izmene kako bi se osnovna ljudska prava i slobode doveli na liniju sa međunarodnim standardima, premijer abdulah gul takođe je rekao da će njegova vlada raditi u interesu svih građana turske.
geniş kapsamlı sosyal ve ekonomik reform sözü veren, anayasa'yı temel insan hak ve özgürlüklerini uluslararası düzeye getirecek biçimde değiştireceklerine söz veren başbakan abdullah gül ayrıca hükümetinin türkiye'deki herkes için çalışacağı taahhüdünde bulundu.

«nacionalne vlasti širom regiona trebalo bi da, uz pomoć međunarodne zajednice i specijalizovanih nevladinih organizacija, izrade sveobuhvatne strategije za rešavanje ovog kompleksnog, ali važnog pitanja.
del ponte, "bölgedeki bütün ulusal makamlar, uluslararası toplum ve uzman sivil toplum örgütlerinin de yardımıyla, bu karmaşık fakat hayati meseleyi halledecek kapsamlı stratejiler hazırlamalıdır.

prvi makedonski evrobondovi biće pušteni u opticaj u decembru 28/11/2005 makedonija do kraja ove godine treba da pusti u opticaj prve evrobondove u sklopu sveobuhvatne stategije za povećanje svojih kapaciteta zaduživanja i privlačenja investitora.
İlk makedon eurobond'ları aralık ayında piyasaya çıkacak 28/11/2005 makedonya, borç alma kapasitesini artırma ve yatırımcı çekme amaçlı genel stratejisi kapsamında ilk eurobond'larını yıl sonuna kadar piyasaya sürecek.

ističući potrebu sveobuhvatne reforme pravosudnog sistema, ep je kritikovao "konstantnu pristrasnost među određenim pravosudnim osobljem kada su u pitanju nehrvati", manjkavosti u oblasti zaštite svedoka i postavljenje pravosudnih kadrova.
yargı sisteminde ayrıntılı bir reform gereğinin altını çizen ap, "yargı personelinde bir kısmında hırvat harici uyruklulara karşı devam eden önyargılar", tanık koruma alanındaki eksiklikler ve yargı personelinin atamalarıyla ilgili eleştirilerini dile getirdi.

dvojica lidera treba da se sastanu ponovo za tri meseca da razmotre napredak koji su ostvarili ti paneli i "koristeći njihove rezultate, počnu sveobuhvatne pregovore" pod banovim pokroviteljstvom, izjavio je u petak specijalni predstavnik un-a na kipru majkl moler.
bm'nin kıbrıs özel temsilcisi michael möller cuma günü yaptığı açıklamada, iki liderin bu komisyonların kaydettiği ilerlemeyi gözden geçirmek ve "bu sonuçları kullanarak ban'ın nezareti altında tam taşekküllü müzakereleri başlatmak" amacıyla üç ay sonra tekrar bir araya geleceklerini söyledi.