검색어: akataka (스와힐리어 - 터키어)

basi firauni akataka kuwafukuza katika nchi.
derken firavun, musa'yı ve İsrailoğullarını mısır'dan sürmek istedi.

basi herodia alimchukia sana yohane, akataka kumwua, asiweze.
hirodiya bu yüzden yahyaya kin bağlamıştı; onu öldürtmek istiyor, ama başaramıyordu.

basi firauni akataka kuwafukuza katika nchi. kwa hivyo tukamzamisha yeye na walio kuwa pamoja naye wote.
böylelikle, onları o yerden sürüp-sarsıntıya uğratmayı istedi, biz de onu ve beraberindekileri hep birlikte boğuverdik.

yanapo mfikia mauti mmoja wenu na akataka kutoa wasia, basi wawepo mashahidi wawili miongoni mwenu ambao ni waadilifu.
birinize ölüm gelip çatınca vasiyet esnasında içinizden iki adalet sahibi kişi aranızda şahitlik etsin.

enyi mlio amini! yanapo mfikia mauti mmoja wenu na akataka kutoa wasia, basi wawepo mashahidi wawili miongoni mwenu ambao ni waadilifu.
ey iman edenler, sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, vasiyet hazırlanışında, aranızda içinizden adaletli iki kişiyi (şahid tutun.)

lakini mfarisayo mmoja aitwaye gamalieli ambaye alikuwa mwalimu wa sheria na aliyeheshimika sana mbele ya watu wote, alisimama mbele ya lile baraza, akataka wale mitume watolewe nje kwa muda mfupi.
ama bütün halkın saygısını kazanmış bir kutsal yasa öğretmeni olan gamaliel adlı bir ferisi, yüksek kurulda ayağa kalktı, elçilerin kısa bir süre için dışarı çıkartılmasını buyurarak kurul üyelerine şunları söyledi: ‹‹ey İsrailliler, bu adamlara yapacağınızı iyi düşünün!

yanapo mfikia mauti mmoja wenu na akataka kutoa wasia, basi wawepo mashahidi wawili miongoni mwenu ambao ni waadilifu. na mnapo kuwa safarini, na msiba wa mauti ukakusibuni, basi washuhudie wengineo wawili wasio kuwa katika nyinyi.
herhangi birinize ölüm gelip çattığında, vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun: kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi.