검색어: giza (스와힐리어 - 터키어)

giza juu ya giza.
bir biri üstüne karanlıklar...

giza totoro litazifunika,
bir karartı sarıp-kaplamıştır.

likawa kama usiku wa giza.
ama onlar daha uykudayken rabbinin katından gönderilen bir salgın o bahçeyi sarıvermişti de bahçe kapkara kesilmişti.

au hebu huwa sawa giza na mwangaza?
de ki: "körle gören yahut karanlıklarla ışık bir olur mu?

na shari ya giza la usiku liingiapo,
"Çöktüğü zaman karanlığın şerrinden."

na akautia giza usiku wake, na akautokeza mchana wake.
gecesini karanlık yapmış, gündüzünü aydınlatmıştır.

giza juu ya giza. akiutoa mtu mkono wake anakaribia asiuone.
bir kısmı bir kısmı üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek.

tangu saa sita mchana mpaka saa tisa, nchi yote ikawa katika giza.
Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü.

sema: ni nani anaye kuokoeni katika giza la nchi kavu na baharini?
de ki: "kara ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır?

basi aliita katika giza: hapana mungu isipo kuwa wewe subhanaka uliye takasika.
kendisini kontrol edemiyeceğimizi sandı. sonunda, (balığın karnındaki) karanlıklar içinde, "senden başka tanrı yok.

"basi, siku hizo baada ya dhiki hiyo, jua litatiwa giza na mwezi hautaangaza.
‹‹ama o günlerde, o sıkıntıdan sonra, ‹güneş kararacak, ay ışık vermez olacak, yıldızlar gökten düşecek, göksel güçler sarsılacak.›

shika sala jua linapo pinduka mpaka giza la usiku, na qur'ani ya al fajiri.
gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını.

sema: hebu kipofu na mwenye kuona huwa sawa? au hebu huwa sawa giza na mwangaza?
de ki: "hiç körle gören bir olur mu, yahut hiç karanlıkla ışık bir olur mu?"

lakini anayemchukia ndugu yake, yumo gizani; anatembea gizani, na hajui anakokwenda, maana giza limempofusha.
ama kardeşinden nefret eden karanlıktadır, karanlıkta yürür ve nereye gittiğini bilmez. Çünkü karanlık gözlerini kör etmiştir.

ninalowaambieni ninyi katika giza, lisemeni katika mwanga; na jambo mlilosikia likinong'onezwa, litangazeni hadharani.
size karanlıkta söylediklerimi, siz gün ışığında söyleyin. kulağınıza fısıldananı, damlardan duyurun.