검색어: hiciesen (스페인어 - 터키어)

Él les mandó que hiciesen recostar a todos por grupos sobre la hierba verde
İsa herkesi küme küme yeşil çayıra oturtmalarını buyurdu.

entonces el rey dijo que hiciesen un cofre, que pusieron fuera, junto a la puerta de la casa de jehovah
kralın buyruğu uyarınca bir sandık yapılarak rabbin tapınağının kapısının dışına yerleştirildi.

sin embargo, les envió profetas para que los hiciesen volver a jehovah; y éstos les amonestaron, pero ellos no escucharon
kendisine dönmeleri için aralarına peygamberler gönderdi. bu peygamberler halkı uyardılarsa da, onlara kulak asmadılar.

de ellos designó a 70.000 cargadores, a 80.000 canteros en la región montañosa, y a 3.600 supervisores que hiciesen trabajar a la gente
bunlardan 70 000'ine yük taşıma, 80 000'ine dağlarda taş kesme, 3 600'üne de işçileri çalıştırma görevi verildi.

con todo eso, ellos continuaron mucho tiempo hablando con valentía, confiados en el señor, quien daba testimonio a la palabra de su gracia concediendo que se hiciesen señales y prodigios por medio de las manos de ellos
orada uzunca bir süre kalan pavlusla barnaba, rab hakkında cesaretle konuşuyorlardı. rab de onlara belirtiler ve harikalar yapma gücü vererek kendi lütfunu açıklayan bildiriyi doğruladı.

mi dios envió a su ángel, el cual cerró la boca de los leones, para que no me hiciesen daño; porque delante de él he sido hallado inocente. tampoco delante de ti, oh rey, he hecho nada malo
‹‹tanrım meleğini gönderip aslanların ağzını kapadı. beni incitmediler. Çünkü tanrının önünde suçsuz bulundum. sana karşı da, ey kral, hiçbir yanlışlık yapmadım.››

han edificado lugares altos a baal, que están en el valle de ben-hinom, para hacer pasar por fuego a sus hijos y a sus hijas a moloc; lo cual no les mandé ni me vino a la mente que hiciesen esta abominación, para hacer pecar a judá.
ben-hinnom vadisinde ilah moleke sunu olarak oğullarını, kızlarını ateşte kurban etmek için baalın tapınma yerlerini kurdular. böyle iğrenç şeyler yaparak yahudayı günaha sürüklemelerini ne buyurdum, ne de aklımdan geçirdim.