검색어: inmediato (스페인어 - 터키어)

inmediato
bitişik

modo inmediato
anındalık & kipi

debemos comenzar de inmediato.
biz hemen başlamalıyız.

tienes que hacerlo de inmediato.
onu derhal yapmalısın.

alguien ha pedido un castigo inmediato
bir isteyen, olacak azabı istedi.

de inmediato dejaron sus redes y le siguieron
onlar da hemen ağlarını bırakıp onun ardından gittiler.

y de inmediato ellos dejaron sus redes y le siguieron
onlar da hemen ağlarını bırakıp onun ardından gittiler.

se la puede sacar de su caja y comenzar a trabajar de inmediato.
Ürünü paketinden çıkarıp hemen ardından fotoğraf çekmeye başlayabiliyorsunuz.

la suegra de simón estaba en cama con fiebre; y de inmediato le hablaron de ella
simunun kaynanası ateşler içinde yatıyordu. durumu hemen İsaya bildirdiler.

y de inmediato fueron abiertos sus oídos y desatada la ligadura de su lengua, y hablaba bien
adamın kulakları hemen açıldı, dili çözüldü ve düzgün bir şekilde konuşmaya başladı.

cuando llegó, de inmediato se acercó a él y dijo: --¡rabí! y le besó
gelir gelmez İsaya yaklaştı, ‹‹rabbî›› diyerek onu öptü.

entonces ellos quisieron recibirle en la barca, y de inmediato la barca llegó a la tierra a donde iban
bunun üzerine onu tekneye almak istediler. o anda tekne gidecekleri kıyıya ulaştı.

de inmediato se levantó en presencia de ellos, tomó la camilla en que estaba recostado y se fue a su casa glorificando a dios
adam onların gözü önünde hemen ayağa kalktı, üzerinde yattığı yatağı topladı ve tanrıyı yücelterek evine gitti.

calculó que el coste de los mismos podría reducirse mucho si se reducían de inmediato las emisiones de gases de efecto de invernadero.
avrupa’nın ötesinde ise arktik ve antarktik buz kütleleri, amazon yağmur ormanları ve afrika’nın safari düzlüklerinin görüntüleri aklımıza kazınmıştır.doğal mirasımızın pek çoğu şu anda şimdiye dek görülmemiş bir nüfus artışı ve ekonomik kalkınmanın tehdidi altında bulunuyor.

un tema controvertido entre los analistas africanos es el hecho de que los tratamientos disponibles en estados unidos no lleguen de inmediato a África occidental.
abd'de bulunan tedavilerin hemen batı afrika'da mevcut duruma getirilmemesi gerçeği afrikalı gözlemciler arasında tartışmalı bir konuya dönüştü.

la prestaciones de la cámara en condiciones de luz articifial no son las mejores, pero una simple correción del balance de blancos resolverá el problema de inmediato.
canon powershot a570 is aşırı yapay ışıkta mükemmel bir performans sergileyemese de beyaz dengesinde basit bir ayarlama ile bu sorun ortadan kalkıyor.

a pesar de su tecnología innovadora, la cámara es muy sencilla de usar, lo que asegura que prácticamente cualquier usuario pueda trabajar de inmediato con ella.
sahip olduğu gelişmiş teknolojilere rağmen cihazın giriş seviyesi olması hemen her seviyeden kullanıcının tercih edebileceği bir model olmasını sağlamış.

así que toda la ciudad se agitó, y se hizo un tumulto del pueblo. se apoderaron de pablo y le arrastraron fuera del templo, y de inmediato las puertas fueron cerradas
bütün kent ayağa kalkmıştı. her taraftan koşuşup gelen halk pavlusu tutup tapınaktan dışarı sürükledi. arkasından tapınağın kapıları hemen kapatıldı.

aunque la tarjeta de memoria provista con la cámara no puede almacenar muchas imágenes con la máxima resolución, los ajustes de la resolución baja funcionan bien cuando se trata de imágenes que no deban ser impresas de inmediato.
fujifilm z2 dijital kamera ile birlikte bir bellek kartı gelmesine rağmen bu yüksek kaliteli resimler için yeterli olmayacaktır.

"jehovah tu dios expulsará estas naciones de delante de ti, poco a poco. no podrás exterminarlas de inmediato, no sea que los animales del campo se multipliquen contra ti
bu ulusları önünüzden azar azar kovacak. onları birden ortadan kaldıramazsınız. yoksa çevrenizde yabanıl hayvanlar çoğalır.