검색어: ofrecieron (스페인어 - 터키어)

컴퓨터 번역

인적 번역의 예문에서 번역 방법 학습 시도.

Spanish

Turkish

정보

Spanish

ofrecieron

Turkish

 

부터: 기계 번역
더 나은 번역 제안
품질:

인적 기여

전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.

번역 추가

스페인어

터키어

정보

스페인어

entonces el rey y todo el pueblo ofrecieron sacrificios delante de jehovah

터키어

kral ve bütün halk rabbin önünde kurban kestiler.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

entonces el rey y todo israel con él ofrecieron sacrificios delante de jehovah

터키어

kral ve bütün İsrail halkı rabbin önünde kurban kestiler.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

pero nadab y abihú murieron cuando ofrecieron fuego extraño delante de jehovah

터키어

nadavla avihu rabbin önünde kurallara aykırı bir ateş sunarken öldüler.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

el pueblo bendijo a todas las personas que se ofrecieron voluntariamente para habitar en jerusalén

터키어

halk yeruşalimde yaşamaya gönüllü olanların hepsini kutladı.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

y aquellos hombres temieron grandemente a jehovah; le ofrecieron un sacrificio e hicieron votos

터키어

bu olaydan ötürü denizciler rabden öyle korktular ki, ona kurbanlar sundular, adaklar adadılar.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

balac hizo como le dijo balaam, y ofrecieron balac y balaam un toro y un carnero en cada altar

터키어

balak onun dediğini yaptı. balakla balam her sunağın üstünde birer boğayla koç sundular.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

aquel día ofrecieron como sacrificio a jehovah, del botín que habían traído, 700 vacas y 7.000 ovejas

터키어

yağmalamış oldukları hayvanlardan yedi yüz sığırla yedi bin davarı o gün rabbe kurban ettiler.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

al día siguiente, el pueblo se levantó muy de mañana. edificaron allí un altar, y ofrecieron holocaustos y sacrificios de paz

터키어

ertesi gün erkenden kalkıp bir sunak yaptılar, orada yakmalık sunular ve esenlik sunuları sundular.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

así trajeron el arca de dios y la colocaron en medio de la tienda que david había erigido para ella. luego ofrecieron holocaustos y sacrificios de paz delante de dios

터키어

tanrının antlaşma sandığını getirip davutun bu amaçla kurduğu çadırın içine koydular. tanrıya yakmalık sunular ve esenlik sunuları sundular.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

al día siguiente madrugaron, ofrecieron holocaustos y trajeron sacrificios de paz. luego el pueblo se sentó a comer y a beber, y se levantó para divertirse

터키어

ertesi gün halk erkenden kalkıp yakmalık sunular sundu, esenlik sunuları getirdi. yiyip içmeye oturdu, sonra kalkıp çılgınca eğlendi.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

después celebraron la fiesta de los tabernáculos, como está escrito. asimismo, ofrecieron diariamente el número de holocaustos de acuerdo a lo establecido, cada cosa en su día

터키어

sonra yazılanlara uygun biçimde Çardak bayramını kutladılar. kural uyarınca, her gün için belirlenen sayıya göre, yakmalık sunuları sundular.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

el precio medio al por menor de la hierba de cannabis se situó entre 1 y 12 euros por gramo en los 17 países que ofrecieron información y cerca de la mitad de ellos notificaron precios de entre 4 y 9 euros.

터키어

22,5 milyon civarında avrupalının ya da tüm 15 ila 64 yaşındakilerin ortalama %6,8’inin önceki yılda esrar kullandığı tahmin edilmektedir.

마지막 업데이트: 2014-02-06
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

la mayoría de los comunicados de prensa se ofrecieron en varios (en una ocasión, en todos) los idiomas de la aema para mejorar la cobertura geográfica.

터키어

raporlama dönemlerinden bağımsız olarak güncel bilgiler kullanılabilir hale geldikçe sunulmaktadır.

마지막 업데이트: 2014-02-06
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

entonces subieron todos los hijos de israel y todo el pueblo, y fueron a betel. lloraron, permanecieron allí delante de jehovah, ayunaron aquel día hasta el atardecer y ofrecieron holocaustos y sacrificios de paz delante de jehovah

터키어

bütün İsrailliler, bütün halk çekilip beytele döndü. orada, rabbin önünde durup ağladılar, o gün akşama dek oruç tuttular. rabbe yakmalık sunular ve esenlik sunuları sundular.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

como moisés siervo de jehovah había mandado a los hijos de israel y como está escrito en el libro de la ley de moisés: un altar de piedras sin labrar sobre las cuales nadie había alzado herramientas de hierro. sobre él ofrecieron holocaustos a jehovah e hicieron sacrificios de paz

터키어

sunak, rabbin kulu musanın İsrail halkına verdiği buyruk uyarınca, musanın yasa kitabında yazıldığı gibi yontulmamış, demir alet değmemiş taşlardan yapıldı. rabbe orada yakmalık sunular sundular, esenlik kurbanları kestiler.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

la carreta llegó al campo de josué, de bet-semes, y se detuvo allí, porque había una gran piedra. entonces ellos partieron la madera de la carreta y ofrecieron las vacas en holocausto a jehovah

터키어

beytşemeşli yeşunun tarlasına giren araba oradaki büyük bir taşın yanında durdu. beytşemeşliler arabanın odununu yardılar, inekleri de rabbe yakmalık sunu olarak sundular.

마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:

스페인어

¡y cuéntales la historia auténtica de los dos hijos de adán, cuando ofrecieron una oblación y se le aceptó a uno, pero al otro no! dijo: «¡he de matarte!».

터키어

oku onlara Âdem'in iki oğluna ait gerçek haberi. hani onlar, tanrıya yaklaşmak için kurban sunmuşlardı da birininki kabul edilmişti, öbürününki kabul edilmemişti ve o, seni mutlaka öldüreceğim demişti ona, o da demişti ki: allah ancak, kendisinden çekinenlerin kurbanını kabul eder.

마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:

인적 기여로
7,793,248,424 더 나은 번역을 얻을 수 있습니다

사용자가 도움을 필요로 합니다:



당사는 사용자 경험을 향상시키기 위해 쿠키를 사용합니다. 귀하께서 본 사이트를 계속 방문하시는 것은 당사의 쿠키 사용에 동의하시는 것으로 간주됩니다. 자세히 보기. 확인