전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
according to reports, after the game police were aggressively searching an official of the celik team, identified as senaid mujezinovic.
gelen haberlere göre, maçtan sonra polis agresif bir şekilde celik takımının senaid müyezinoviç adındaki bir yetkilisini arıyordu.
"we truly expect croatia to act aggressively based on this new development in order to bring gotovina to the hague."
"gerçekten de, hırvatistan'ın gotovina'yı lahey'e teslim etmek için bu yeni gelişmenin ışığında agresif bir eylem tavrı sergilemesini bekliyoruz."
it needs to be remembered that doing business is a relative ranking, so the main message for turkey this year is that other countries are reforming more aggressively than turkey is.
İş yapma kolaylığı sıralamasının göreceli bir sıralama olduğunu unutmamamız gerekiyor; yani bu yıl türkiye için çıkarabileceğimiz ana mesaj diğer ülkelerin türkiye’ye göre daha agresif bir şekilde reform yaptığıdır.
===pyelonephritis===pyelonephritis is treated more aggressively than a simple bladder infection using either a longer course of oral antibiotics or intravenous antibiotics.
===piyelonefrit===piyelonefrit, basit bir mesane enfeksiyonundan daha ciddi bir şekilde, daha uzun süreli oral antibiyotik veya intravenöz antibiyotik kullanılarak tedavi edilir.
last month's arrests of top officials in the montenegrin resort town of budva raised expectations that the country is starting to meet eu demands that it deal more aggressively with organised crime and corruption.
karadağ'ın budva tatil beldesinde geçen ay üst düzey yetkililerin tutuklanması, ülkenin ab'nin organize suç ve yolsuzlukla daha agresif şekilde mücadele edilmesi yönündeki taleplerini karşılamaya başladığı yönünde beklentilere yol açtı.
it finds that the former communist nations of eastern europe, including southeast european countries, have aggressively sought entrepreneurs and investors by enacting major reforms designed to cut red tape and reduce taxes.
raporda, güneydoğu avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere doğu avrupa'daki eski komünist ülkelerin bürokrasiyi azaltma ve vergileri indirme amaçlı geniş kapsamlı reformlar yaparak agresif şekilde girişimci ve yatırımcı arayışına girdikleri belirtiliyor.
during this time, he intensified his lobbying for developing the nuclear weapons, and soon after the sino-indo war, bhabha aggressively and publicly began to call for the nuclear weapons.
bu süre zarfında, nükleer silah geliştirmek için yaptığı lobi çalışmalarını pekiştirdi ve 1962’deki Çin-hindistan savaşından hemen sonra, alanen ve asabiyetle nükleer silahlanma için çağrı yapmaya başladı.
albania co-operated "aggressively" with the united states and other countries on counterterrorism efforts and froze bank accounts related to money laundering and terrorist financing.
terörle mücadele çalışmaları alanında abd ve diğer ülkelerle “agresif” bir işbirliği içinde olan arnavutluk, kara para aklama ve terör finansmanı ile ilişkili banka hesaplarını dondurdu.
while urging turkey to continue implementing "aggressively" eu required reforms, cameron expressed "anger" at moves to obstruct its accession progress.
türkiye'yi ab üyeliği için gereken reformları "kuvvetle" uygulamayı sürdürmeye çağırmanın yanı sıra cameron, ülkenin üyelik sürecini engellemeye yönellik hamlelere duyduğu "kızgınlığı" da dile getirdi.
"abusers are abusive especially because of this invisibility and anonymity," social psychologist dragan popadic says."research indicates that it is not just abusers, but ordinary people in everyday situations that are far less likely to act aggressively and to be prone to violence against others in situations where they are no longer invisible or protected by anonymity."
toplum psikoloğu dragan popadiç, "dayakçılar özellikle bu görünmezlik ve bilinmezlik yüzünden kötü muamelelerini sürdürebiliyorlar," diyerek şöyle devam ediyor: "araştırmalar meselenin sadece dayakçılar olmadığını, günlük yaşamdaki sıradan insanların görünmez veya bilinmez olmayacakları durumlarda başkalarına karşı saldırgan davranma ve şiddete meyletme olasılıklarının azaldığını gösteriyor."