전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
his coolness has alienated his friends.
onun soğukluğu arkadaşlarını soğuttu.
마지막 업데이트: 2014-02-01
사용 빈도: 1
품질:
a part of me had become alienated from myself.
bedenimin bir parçası bana yabancılaşmıştı.
마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:
indeed, they will be alienated from their lord on that day.
bu, cezasız kalmayacak. onlar, o gün rab'lerini görmekten mahrum kalacaklardır.
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
if it is from god and you reject it—who is further astray than he who is cutoff and alienated?”
o kur'ân allah tarafından gelmiş olup da sonra siz onu inkâr etmişseniz, o takdirde hak'tan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?"
it is very important for serbs in kosovo not to allow their own country to be alienated from them in both symbolic and institutional sense.
kosova’daki sırpların, hem sembolik hem de kurumsal açıdan kendi ülkelerine yabancılaştırılmalarına izin vermemeleri çok önemli.
although he leaned left, politically, his strong criticisms of communist doctrine did not win him any friends in the communist parties and eventually alienated sartre.
politik olarak sol görüşlere yatkın olmasına rağmen komünizme karşı çıkması, ona komünist partilerde arkadaş kazandırmadığı gibi sartre'dan da uzaklaştırdı.
and the babylonians came to her into the bed of love, and they defiled her with their whoredom, and she was polluted with them, and her mind was alienated from them.
bunun üzerine babilliler onunla yatakta sevişmek üzere geldiler, zina ederek onu kirlettiler. onu öyle kirlettiler ki, sonunda hepsinden tiksinip yüzünü çevirdi.
by far kosovo's best statesman, surroi likely lost votes to pacolli's new party and may have alienated his traditional supporters in urban centres.
kosova’nın en iyi devlet adamı olarak görülen surroi, muhtemelen oylarını pacolli’nin yeni partisine kaptırmış ve şehir merkezlerindeki geleneksel tabanını küstürmüş olabilir.
today, as people become alienated from the traditional way of life, are left jobless and saddled with loans, and have parents subsisting on meager pensions, going back home is no longer an option.
günümüzde ise bu geleneksel yaşam tarzından giderek uzaklaşılırken, işsiz kalan ve borç batağına saplanan, anne babaları ise emekli maaşlarıyla kıt kanaat geçinen insanlar için, eve geri dönmek ve aileden yardım istemek diye bir seçenek kalmadı.
"naked city" is a nickname for new york, and "spleen" embodies the melancholia and inertia that come from feeling alienated in an urban environment.
"Çıplak Şehir" new york için bir lakap ve "dalak" kentsel bir çevredeki yabancılaşma duygusundan gelen melankoli ve ataleti somutlaştırıyor.
however, a sticking point is the part of the draft law requiring applicants not to have owned property in the last 12 months or not to have "alienated" property six months prior to submitting an application. analysts expect modifications of that requirement.
ancak sorun çıkarabilecek olan bir nokta, taslak yasanın başvuru sahiplerinin başvurularını sunmadan önceki son 12 ay içinde mülk sahibi olmuş veya altı ay önce mülkü "devretmiş" olmamasını gerektiren kısmı.