검색어: amusing (영어 - 터키어)

that movie was amusing.
o film eğlenceli.

amusing misuse of resources
eğlenceli kaynak savurganı @ label: textbox

foreign people are amusing.
yabancı insanlar eğlenceli.

i found tom quite amusing.
tom'u oldukça eğlenceli buldum.

amusing? yes. desirable? maybe.
komik mi? evet? arzu edilen mi? belki.

he knows many amusing magic tricks.
pek çok eğlenceli sihirli hileler bilir.

but they are in doubt, amusing themselves.
ama inkarcılar, dirilmekten şüphededirler, bunu eğlenceye alırlar.

i told an amusing story to the children.
Çocuklara eğlenceli bir hikaye anlattım.

the old man told the children an amusing story.
yaşlı adam çocuklara eğlenceli bir hikaye anlattı.

who are in [empty] discourse amusing themselves.
göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak!

do you construct on every elevation a sign, amusing yourselves,
"her tepenin üzerine bir işaret (bir yapı) yerleştirip oyalanıyor musunuz?"

then leave them in their [empty] discourse, amusing themselves.
sonra onları bırak, içine 'daldıkları saçma uğraşılarında' oyalanıp-dursunlar.

john sheppard often gives captured wraith amusing/generic earth names.
john sheppard yakalanan çoğu wraith'e komik ve cinsine özgü dünya isimleri verir.

"amusing ourselves to death: public discourse in the age of show business".
"amusing ourselves to death: public discourse in the age of show business".

i mean, these are sort of the extreme examples, and they're amusing and good to laugh at.
söylemek istediğim, bunlar aşırı türden örnekler ve bunlar eğlendirici ve gülmek için güzel örnekler.

one of his books on probability introduced the amusing thought experiment that entered popular culture under the name infinite monkey theorem or the like.
olasılık üzerine kitaplarından birinde, popüler kültüre sonsuz maymun kuramı ya da benzeri adlarla giren eğlenceli düşünce deneyini ortaya attı.

and basically, i was so, you know, it was so amusing, because i said, "well, how much space do i have?"
ve aslında, bu çok eğlenceliydi... ...çünkü "ne kadar yerim olacak?" diye sorduğum zaman...

if you question them [regarding their conduct], they will surely say, ‘we were just gossiping and amusing ourselves.’
eğer kendilerine sorarsan, "biz sırf lafa dalmış, şakalaşıyorduk." derler.

say, "allah [revealed it]." then leave them in their [empty] discourse, amusing themselves.
"alah" de, sonra bırak onları, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar.

if you question them [regarding their conduct], they will surely say, ‘we were just gossiping and amusing ourselves.’ say, ‘were you deriding allah, his signs, and his apostles?
eğer kendilerine ettikleri alay hakkında soracak olursan, yaptıklarını gizler ve:“ciddi bir şey konuşmuyorduk, sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk!” derler.sen onlara kanmayıp, suçlarını itiraf etmişlercesine de ki:“demek, siz allah ile, o'nun âyetleri ile ve onun resûlü ile eğleniyordunuz ha!”