검색어: blankets (영어 - 터키어)

i need more blankets.
daha çok battaniyeye ihtiyacım var.

do you have blankets?
battaniyelerin var mı?

do you have enough blankets?
yeterli battaniyelerin var mı?

tom snuggled under the blankets.
tom battaniyenin altına kıvrılıp yatmıştı.

new blankets were distributed to the poor.
yeni battaniyeler yoksullara dağıtıldı.

food and blankets were given to the refugees.
yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi.

the blankets were used as curtains to screen the doors.
kapı olarak battaniye gibi bir perde kullanılırdı.

the aid will include goods, blankets and medicines, the officials said.
yetkililere göre yardım paketinde erzak, battaniye ve ilaç yer alacak.

in winter, temperatures plummet well below zero and snow blankets entire valleys.
kış mevsiminde hava sıcaklığı sıfır derecenin epey altına düşüyor ve kar tüm vadileri bir battaniye gibi örtüyor.

and what she said to him was, "you were willing to sell me for four cows, and a calf and some blankets.
ve o babasına şunları söyledi; "beni dört inek, bir dana ve birkaç battaniye karşılığında satmayı düşünüyordun,

turkey reportedly will be sending tents and blankets to the devastated areas, while rescue and medical teams already have been dispatched.
türkiye'nin yıkım olan yerlere çadır ve battaniye göndereceği, kurtarma ve tıbbi ekiplerin ise çoktan yola çıktığı bildirildi.

heavy snow in northern greece trapped drivers on the main highway linking athens and thessaloniki, and the army had to be dispatched to bring in food and blankets.
kuzey yunanistan'daki şiddetli kar yağışı atina ile selanik'i birbirine bağlayan otoyolda sürücülerin mahsur kalmasına yol açarken, ordu yiyecek ve battaniye dağıtmak zorunda kaldı.

"the number of victims was huge, and at the time we sent trucks full of medical supplies, home necessities, blankets and water.
setimes'a konuşan süleyman, "depremin bilançosu korkunçtu ve o dönemde kamyonlar dolusu tıbbi malzeme, erzak, battaniye ve su gönderdik.

"there is specific need for items like blankets and tents, given the low temperatures in the earthquake region," memish said.
memiş, "deprem bölgesinde hava sıcaklığının düşük olması göz önüne alındığında, özellikle battaniye ve çadır gibi malzemelere ihtiyaç duyuluyor." dedi.

both sides seem receptive to mediation by turkey. in other news monday, inmates rioted at istanbul's umraniye prison, setting blankets and mattresses on fire.
Öte yandan pazartesi günü, İstanbul'daki Ümraniye cezaevindeki mahkumlar isyan çıkararak battaniye ve yatakları ateşe verdiler.

all of these kids in blankets belong in incubators -- something like this. so this is a donated japanese atom incubator that we found in [unclear] in kathmandu.
bütün bu çocuklar battaniyeye sarılı olarak kuvözde olmalılar- ya da buna benzer bir şey. bu da japonya'dan bağışlanan nicu kathmandu'da bulduğumuz atom kuvöz

the indira women's association presented a display of scarves, hats, gloves and blankets, while its sister organisation, jeta, displayed traditional albanian dresses and home decorations.
indira kadın derneği bir eşarp, şapka, eldiven ve battaniye sergisi açarken, kardeş dernek jeta da geleneksel arnavut elbiseleri ve ev süsleri sergiledi.

rockwool blanket 16 kg/m 3 , 100 mm thick + perf sheet ti=1000
taşyünü battaniye 16 kg/m 3 , 100 mm kalınlığında + perf levha ti=1000