검색어: call someone and talk for a while! (영어 - 터키어)

stay for a while.
bir süre kalın.

wait here for a while.
bir süre burada bekle.

he hesitated for a while.
o bir süre tereddüt etti.

can you stay for a while?
bir süre kalabilir misin?

stay away from them for a while
bir süreye kadar onlara aldırış etme.

he kept silent for a while.
bir müddet sessiz kaldı.

i am a senator for a while
kaliyim senole bir sure herbesin genesi dcaposin

he remained silent for a while.
o, bir süre sessiz kaldı.

tell them: "enjoy for a while.
de ki: "hadi, nimetlenin!

avoid fried foods for a while.
bir süre kızartılmış yiyeceklerden kaçının.

i'm going to stay for a while.
herkesin genes kaposin

i think i'll snooze for a while.
sanırım bir süre uyuyacağım.

did you talk for a long time?
uzun süre konuştun mu?

it is possible to talk for a long time without saying anything.
hiçbir şey söylemeden uzun bir süre konuşmak mümkündür.

they enjoyed their lot for a while as you have enjoyed your lot, and you also engaged in idle talk as they did.
nasibiniz kadar faydalanmak istediniz, nitekim sizden öncekiler de nasipleri kadar faydalanmak istediler ve onlar nasıl kafirliğe daldılarsa siz de daldınız.

he'll introduce it for a second and then i'll stop, i'll talk for a second.
aynı notayı ikinci kez dahil edecek ve sonra ben durup, biraz konuşacağım.

she calls him every night and talks for at least an hour.
o, her gece onu arar ve en az bir saat konuşur.

ss: when aimee got there, she decided that she's, kind of, curious about track and field, so she decided to call someone and start asking about it.
cheryl: aimee oraya gittiğinde pist ve sahaya meraklı olduğunun farkına vardı, bu yüzden birilerini arayıp, bunu araştırmaya başladı.