전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
creationists, lacking any coherent scientific argument for their case, fall back on the popular phobia against atheism.
görüşlerini tutarlı herhangi bir bilimsel argümanla savunamayan yaratılışçılar, ateizme karşı yaygın olarak duyulan korkunun arkasına sığınıyor.
a more integrated approach of this sort would also provide a framework for measuring progress more broadly and underpin coherent analyses across multiple policy targets.
birden çok kirletici ve kimyasala yaygın olarak maruz kalınması ve insan sağlığı üzerindeki uzun vadeli zararlar konusundaki kaygılar bir arada düşünüldüğünde, daha geniş ölçekli kirlilik önleme programlarına ve ihtiyati tedbirlere ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır.
among the centre’s target groups are policy-makers, who use this information to help formulate coherent national and community drug strategies.
bu bilgileri tutarlı ulusal ve topluluk uyuşturucu stratejileri oluşturmakta kullanan politika yapıcıları merkez'in hedef grupları arasındadır.
"my concern is that we do this in an organised and coherent fashion as an alliance, and not countries leaving unilaterally," he told reporters.
gates gazetecilere verdiği demeçte, "benim kaygım, bunu İttifak olarak koordinasyonlu ve uyumlu bir şekilde yapmamız ve ülkelerin tek taraflı şekilde ayrılmamasıdır." dedi.