검색어: coordinated (영어 - 터키어)

coordinated
koordİne

coordinated universal time
eşgüdümlü evrensel saat

this was an incredible, coordinated global response.
İnanılmaz, eşgüdümlü küresel bir müdahale oluştu.

the disposal process is coordinated by the quality assurance unit.
kalite güvence birimi tarafından İmha işlemi koordine edilir.

the availability and restrictions of commercial areas should be coordinated.
ticari alanların kullanılabilirliği ve kısıtlamaları koordine edilmelidir.

in response to this, a nationwide lobbying effort was coordinated among astronomers.
buna karşılık olarak, gök bilimciler arasında ülke çapında bir lobi çalışması yürütüldü.

it's keeping me standing. it's involved in coordinated movement.
benim ayakta durmamı sağlıyor. hareket koordinasyonunda görev alır.

the copper atom is coordinated by 4 oxygen atoms in an approximately square planar configuration.
bakır atomu, yaklaşık bir kare düzlem konfigürasyonu konumunda 4 oksijen atomu tarafından koordine edilmektedir.

the movement was coordinated and controlled by the soviet government and modeled on that of the red army.
direniş hareketi sovyet hükümeti tarafından merkezi olarak kontrol edilmiş ve kızılordu modeline göre örgütlenmiştir.

partly, this is because the various social services involved are usually coordinated at this level.
bunun sebebi kısmen, programda yer alan çeşitli sosyal hizmetlerin genellikle bu düzeyde koordine edilmesinden kaynaklanmaktadır.

this requirement must be fully coordinated and agreed with the relevant authorities to determine the exact water storage capacity.
bu gereksinim, tam su depolama kapasitesini belirlemek için ilgili kurumlar ile birlikte tam olarak koordine edilecek ve kararlaştırılacaktır.

a coordinated interdisciplinary approach and plurality of perspectives to examine the different dimensions of the societal challenge considered;
birlikte, lizbon ve ljubljana süreçlerinin gelişimine

the inspectorate is managed and coordinated by a general inspector with the rank of departmental head who is appointed for five years by the minister.
müfettiþliðe, bakan tarafýndan beþ yýllýk bir süre için atanan daire baþkaný sýfatýyla bir genel müfettiþ baþkanlýk eder.

by matching its deregulation and privatization efforts with coordinated investments with the ifc, officials are able to reduce and spur investment by the private sector.
yetkililer deregülasyon ve özelleştirme çabalarını eşgüdümlü ifc yatırımları ile birleştirerek özel sektörün yatırımlarını arttırmasına yardımcı olmaktadır.

utc−02:00 is a time offset that subtracts 2 hours from coordinated universal time (utc).
utc−02:00, utc'den (eşgüdümlü evrensel zaman) 2 saat geri zaman dilimi.

he worked with john wayne and most of those old punch-ups you see in the westerns. yakima was either there or he stunt coordinated.
john wayne'le çalıştı ve gördüğünüz o çoğu western yumruklaşmalarında yumruklaşmalarında yakima da vardı ya da koordinatördü.

in addition, face-to-face and online arabic courses were scheduled during the summer holidays, coordinated by the two parties.
ayrıca, iki tarafın koordinesinde yaz tatilinde yüz yüze ve çevrimiçi olarak arapça kursları programlandı.

however, a problem frequently encountered is that this information is not collected in a coordinated and systematic manner, which may be compounded when some of the actors involved do not work together.
bununla beraber, sıklıkla karşılaşılan bir sorun bu bilgilerin, sürece dahil olan bazı aktörlerin birlikte çalışmadığı durumlarda birleştirilebilecek koordine ve sistematik bir şekilde toplanmamasıdır.

cooperation and networking programmes met for the first time in the context of the inform network1 coordinated by the european commission's directorate-general for regional policy.
1 edilen inform ağı bağlamında ilk kez olarak bir araya geldi.

no matter who pays for it, we better start doing care in a fundamentally different way and treating the home and the patient and the family member and the caregivers as part of these coordinated care teams and using disruptive technologies that are already here to do care in some pretty fundamental different ways.
kimin ödediğinin de önemi yok, ama bu hizmeti belirgin bir şekilde değişkin olarak vermeye başlamak lazım hem evi, hem hastayı, hem aile bireylerini hem de bakıcıları bu koordine bakım takımının bir parçası olarak görüp bakım hizmetini şu anda elimizde tuttuğumuz yeni teknolojilerle bambaşka bir boyuta getirmemiz lazım.