검색어: deficiencies (영어 - 터키어)

deficiencies
eksiklik

soil deficiencies
toprak besin eksikliği

mineral deficiencies
mineral eksikliği

trace element deficiencies
iz element eksikliği

deficiencies observed in audits durin the year
yıl içinde denetimlerde görülen eksiklikler

public healthcare in albania suffers from serious deficiencies.
arnavutluk'taki kamu sağlık hizmetleri ciddi sıkıntılar çekiyor.

even if she believed in god her belief was incomplete, with deficiencies.
tanrı'ya inansa bile, inancı kusurlarla dolu ve eksiktir.

the procedure continues in this way until all the deficiencies have been completed.
tüm eksiklikler tamamlanana kadar işlem bu şekilde devam eder.

it is especially important to complete calcium, chloride and potassium deficiencies.
kalsiyum, klorür ve potasyum eksikliklerinin tamamlanması özellikle önemlidir.

the deficiencies identified in the audit are addressed with corrective and preventive action plans.
denetimlerde tespit edilen eksiklikler düzeltici ve önleyici aksiyon planları ile giderilir.

bulgaria must also take immediate corrective action to rectify all deficiencies in the area of air safety.
bulgaristan'ın hava güvenliği alanındaki bütün eksiklikleri gidermek üzere acil düzeltici adımlar atması da gerekiyor.

the country must reassess its strategy and immediately address operational deficiencies, brammertz reportedly notes.
brammertz'in raporunda, ülkenin stratejisini yeniden değerlendirmesi ve operasyonel eksiklikleri derhal gidermesi gerektiğini belirttiği bildiriliyor.

critics say the floods have exposed serious deficiencies and may even prove a catalyst for needed political change.
yaşanan sel felaketinin, ciddi yetersizlikleri ortaya çıkardığı ve hatta ihtiyaç duyulan siyasi değişimi hızlandırabileceği yönünde eleştiriler mevcut.

the report proposes 16 measures to address media deficiencies and provide for a fair and balanced media landscape in kosovo.
raporda medyanın yetersizliklerini giderme ve kosova'da adil ve dengeli bir medya yaratma amaçlı 16 önlem öneriliyor.

persistent institutional deficiencies in the judiciary continued to hamper the government’s ability to effectively combat trafficking.
yargıdaki bir türlü giderilemeyen kurumsal yetersizlikler de, hükümetin kaçakçılıkla etkin bir şekilde mücadele etmesini engelliyor.

"double jeopardy: testing the effects of multiple basic skill deficiencies on successful remediation".
double jeopardy: testing the effects of multiple basic skill deficiencies on successful remediation.

partial modifications in regression coefficients would only surmount some of the modeling deficiencies with regards to the considered turkish strong-motion database.
regresyon katsayılarındaki kısmi değişiklik sadece göz önünde bulundurulan türk güçlü hareket veritabanına ilişkin modelleme eksikliklerinin bazılarını aşabilecektir.

for example, kinesin deficiencies have been identified as cause for charcot-marie-tooth disease and some kidney diseases.
Örneğin kinesin eksikliği charcot–marie–diş hastalığı ve bazı böbrek hastalıkları olarak sınıflandırılır.

and clearly there are serious deficiencies in the performance of the macedonian police, even though the interior minister, hari kostov, has made many improvements after taking over from ljube boskovski.
İçişleri bakanı hari kostov'un, ljube boskovski'den görevi devralmasından bu yana epey ilerleme kaydedilmesine rağmen, makedon polisinin performansında ciddi eksiklikler olduğu da açıkça görülüyor.

continuing the status quo would only lead to further deficiencies and slow montenegro's and serbia's integration into the eu and international security structures, djukanovic and vujanovic have said.
dyukanoviç ile vuyanoviç, statükoyu sürdürmenin yalnızca yetersizliklerin artmasına ve karadağ ve sırbistan'ın ab ve uluslararası güvenlik yapılarına katılımını yavaşlatmaya yarayacağını belirttiler.