검색어: dividend must be given (영어 - 터키어)

god must be given preference over them.
allah, ikisine de sizden daha yakındır.

care should be given
b99-b İğneli açıcı arıza analizi sırasında ve

you must be
umit

mild sedation may also be given.
hafif sedasyon da verilebilir.

what a foul gift to be given!
(bu) verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

field must be
alan şöyle olmalı

he will be given american citizenship.
ona amerikan vatandaşlığı verilecek.

a dinner will be given next saturday.
gelecek cumartesi bir akşam yemeği verilecek.

what name will be given to the child?
Çocuğa ne ad verilecek.

the prize won't be given to her.
Ödül ona verilmeyecek.

though they will be given sight of them.
birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir).

materials to be given together with the device
cihaz ile birlikte verilecek malzemeler

sarah demanded that she be given a refund.
sarah paralarının geri verilmesini talep etti.

neither be given leave, and excuse themselves.
kendilerine izin de verilmez ki özür dilesinler.

bio-degradable products will be given the preference.
biyo-ayrıştırılabilir ürünler tercih edilecektir.

the instructions which govern this operation must be given in absolutely exhaustive detail.
bu operasyonu kontrol eden talimatlar çok ayrıntılı bir şekilde verilmeli.

i was certain i'll be given my account."
" doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum."

god must be given preference over them. let not your desires cause you to commit injustice.
(haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar allah onlara (sizden) daha yakındır.

it must be given with the machine in case of machine transfer (replacement or handover).
makinenin devri (yer veya el değiştirme) durumunda makine ile birlikte verilmelidir.

one who faces hardship in paying his debts must be given time until his financial condition improves.
(borçlu) darlık içinde ise, bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek gerekir.