검색어: don't put your pressure on me (영어 - 터키어)

don't put your elbows on the table.
dirseklerinizi masanın üstüne koymayın.

don't put your hand out the window.
elinizi pencereden dışarı koymayın.

don't put your head out of the window.
başını pencereden çıkarma.

the record company have put no pressure on me for the next album.
plak şirketi bir sonraki albüm için üzerimde bir baskı kurmuyorlar.

fast decompression; put your pressure cooker under running cold water.
hızlı basınç azaltma; düdüklü tencerenizi akan soğuk suyun altına koyun.

*if pressure increases and no steam is yielded from pressure control device during cooking, put your pressure cooker under cold water for removing pressure or bring it to pressure control and steam discharge level.
*basınç yükselmişse ve pişirme esnasında basınç kontrol cihazından hiç buhar çıkmıyorsa , basıncını gidermek için düdüklü tencerenizi soğuk suyun altına koyun veya basınç kontrol ve buhar tahliye kademesine getirin.

because i knew what a great husband he was, and now he was once again beginning to put pressure on me, like he did when i was a little kid. and then a few years later, i had a child, my first child, and again, my father comes to the hospital, and we're looking at the glass, and see all the children on the other side, and he said, "i've got to remind you again, that for each generation to do better, you're going to have to be a better father than i was."
Çünkü ben onun iyi bir eş olduğunu biliyordum, ve şimdi tekrar benim üzerinde küçük bir çucukken yaptığı gibi baskı başladı, ve daha sonra bir kaç yıl sonra bir çocuğum oldu. benim ilk çocuğum, ve tekrar babam hastaneye geldi, biz camdan diğer taraftaki çocuklara bakarken babam ben sana tekrar hatırlatıyorum her nesil daha iyisini yapmak için çalışır ve sen benden daha iyi bir baba olmak için çalışacaksın