검색어: fed (영어 - 터키어)

fed
federal reserv sistemi

tom fed the dog.
tom köpeği besledi.

of fire fuel-fed,
'tutuşturucu-yakıt dolu o ateş,'

the fed fast cycle
fed hizli dÖngÜsÜ

tom fed the goats.
tom keçileri besledi.

have you fed the dog?
köpeği besledin mi?

of the fuel-fed fire,
'tutuşturucu-yakıt dolu o ateş,'

i am fed up with it.
ben ondan bıktım.

have you fed the dog yet?
henüz köpeği besledin mi?

i'm fed up with her.
ondan bıktım.

i'm fed up with it!
ondan bıktım!

full of fire fed by faggots,
'tutuşturucu-yakıt dolu o ateş,'

i'm fed up with english.
İngilizceden bıktım!

i am fed up with your nonsense.
saçmalıklarından bıktım.

i am fed up with this wet weather.
bu yağışlı havadan bıktım.

epuisé -- tired, exhausted, fed up.
epuise -- yorgun, bitkin, bezgin.

i'm fed up with your constant complaining.
ben sürekli şikayet etmenden bıktım.

i'm fed up with always backing you up.
sürekli seni desteklemekten bıktım.

against my advice, he fed his dog some raw pork.
benim tavsiyeme karşın, o köpeğini biraz çiğ domuz etiyle besledi.

i fed my dog what i thought was good quality dog food.
köpeğimi iyi kalite köpek maması olarak düşündüğüm mamayla besledim.