검색어: flattered (영어 - 터키어)

tom is flattered.
tom pohpohlandı.

"he was flattered.
"gururu okşandı.

you should be flattered.
pohpohlanmalısın.

i must say i'm flattered.
pohpohlanmış olduğumu söylemeliyim.

i suppose i should be flattered.
sanırım pohpohlanmalıyım.

tom was flattered by mary's attention.
tom mary'nin iltifatıyla pohpohlandı.

we've flattered the director's vanity.
biz yöneticinin kibrini pohpohladık.

i said, "well, i'm very flattered. what do you do for a living?"
bende ona "Çok memnun oldum. yaşamak için ne iş yapıyorsunuz?" diye sordum.

and we were all very flattered to see that image become a symbol of accomplishing something that people had thought was impossible really the world over.
ve insanların dünyada imkansız olarak düşündükleri, birtakım şeyleri başarmak bu görüntünün bir sembolü olarak hepimizin gururunu okşadı.

bulgaria's top diplomat said she was flattered and pleased she was getting a portfolio in the area of eu foreign policy, as it carries "great political importance".
bulgaristan'ın baş diplomatı, "büyük önem taşıdığı" üzere ab'nin dış politikası alanında bir portföy almaktan gurur duyduğunu ve memnun olduğunu söyledi.

" shortly after the video was released, slash said that he was "flattered" that rihanna had impersonated him in the video, saying "the video is way better with her being me than with me being me ...all things considered, it brings an element of sexuality to it that i probably wouldn't have been capable of.
videonun gösterime girmesinden kısa bir süre sonra slash, rihanna'nın klipte kendisini taklit etmesinin "gururunu okşadığını" belirterek şunları söyledi: "video onun ben olduğundan ziyade ben olurken benden daha iyi olduğunu gösteriyor ...her şeyi düşünülmüş, ben muhtemelen onun getirdiği cinsel unsur yeteneğine sahip olamazdım.