검색어: fragmentation (영어 - 터키어)

fragmentation
parçalanma

* the never-ending story of ip fragmentation
* the never-ending story of ip fragmentation

criminals of all calibre have taken advantage of such fragmentation.
söz konusu parçalanmışlıktan her kesimden suçlular yararlanıyor.

because of this fragmentation fault zones are easily infiltrated by groundwater.
bu parçalanma nedeniyle fay bölgeleri kolayca yer altı suları tarafından istila edilir.

one of the biggest anthropogenic threats to the koala is habitat destruction and fragmentation.
koalalar için insanoğlu kaynaklı en büyük tehditler yaşam alanı yok olması ve parçalanmasıdır.

the different ideological factions and their disagreements led to the fragmentation of the revolutionary movement.
farklı ideolojik fraksiyonlarla bunların anlaşmazlıkları devrimci harekette parçalanmalara yol açtı.

this sphere of influence system depended upon the fragmentation of the german and italian states, not their consolidation.
avrupa'daki etki alanları sistemi, alman ve İtalyan devletlerinin birleşmesine değil bölünmüş olmasına bağlıydı.

you know, 2,000 years ago, europe: breakdown -- the fragmentation of the holy roman empire.
bakın, 2000 yıl önce, avrupa: dağılma, kutsal roma İmparatorluğu'nun parçalanması.

so we look at a process of group dynamics: coalescence and fragmentation, groups coming together, groups breaking apart.
bu nedenle grup dinamiklerinin bir sürecine bakarsak -- birleşme ve parçalara ayrılma. gruplar bir araya geliyor. gruplar dağılıyor.

"all that happened with my candidacy reflects the fragmentation of the bih political scene and confirms that we will elect an executive government branch with difficulty.
setimes'a konuşan kukiç, "adaylığımla ilgili yaşanan her şey bh siyaset sahnesindeki parçalanmışlığı yansıtıyor ve devletin yürütme organını seçerken güçlük yaşayacağımızı doğruluyor.

calling for policies that recognise and protect cultural diversity, the authors refute the idea that such diversity leads to fragmentation, conflict, weak development or authoritarian rule.
kültürel çeşitliliği tanıyan ve koruyan politikalar için çağrıda bulunan yazarlar, çeşitliliğin parçalanma, ihtilaf, zayıf kalkınma veya otoriter yönetimlere yol açtığı fikrine itiraz ediyorlar.

scenes of forest destruction, forest harvesting and forest fragmentation, thereby making that intact tapestry of the canopy unable to function in the marvelous ways that it has when it is not disturbed by humans.
orman tahribi, orman kesimi ve ormanın parçalara ayrılması, el değmemiş tepe örtüsünün insanlarca rahatsız edilmediğinde, olması gerektiği gibi mükemmel işleyememesine neden oluyor.

for example, habitat fragmentation of tropical rainforests in euramerica 300 million years ago led to a great loss of amphibian diversity, but simultaneously the drier climate spurred on a burst of diversity among reptiles.
Örneğin, euramerika tropikal yağmur ormanlarının 300 milyon yıl önce habitat parçalanması, amfibi çeşitliliğinin büyük bir kaybına yol açmış, ancak aynı zamanda daha kurak olan iklim şartları sürüngenler arasında bir çeşitliliğin patlamasına yol açmıştır.

== impact of fragmentation on network forwarding ==when a network has multiple parallel paths, technologies like lag and cef split traffic across the paths according to a hash algorithm.
== ağ yönlendirmede parçalamanın etkisi ==bir internet yönlendiricisi birden fazla paralel yollara sahipse, lag ve cef gibi teknolojiler hash algoritmalarına göre trafiği bağlantılar üzerinde bölerler.

there are two main pathways for the decomposition of hydroperoxides into radicals. the first is mediated by the presence of metals. in this way, the metal ion transfers an electron to the hydroperoxide,which causes its fragmentation.
hidroperoksitlerin radikallere ayrışmasının iki ana yolu vardır. İlki, metallerin varlığından kaynaklanmaktadır. bu şekilde metal iyon, bir elektronu hidroperoksite aktarır ve bu da parçalanmasına neden olur.

a combination of the rate of climate change and habitat fragmentation, which results from obstacles such as roads and other infrastructure, is likely to impede the migration of many plant and animal species, and may lead to species composition changes and a continuing decline in european biodiversity.
oysa bu, her zaman mümkün olamayabilir. İklim değişikliğinin hızıyla yollar ve diğer altyapı unsurları gibi engeller sonucunda ortaya çıkan doğal yaşam alanı parçalanmasının kombinasyonu büyük olasılıkla, birçok bitki ve hayvan türünün göçünü engelleyecek ve muhtemelen türlerin bileşiminde değişikliklere ve avrupa’daki biyolojik çeşitliliğin azalmaya devam etmesine yol açacaktır.

"clearly a red line had been crossed with the deliberate intent to kill people," he said. "molotov cocktails, fragmentation and grenades and direct fire have been targeted at unmik and kfor soldiers.
"kasıtlı olarak insan öldürmek amacıyla bir kırmızı çizginin aşıldığı açıktır." diyen general şöyle devam etti: "unmik ve kfor askerlerine molotof kokteylleri, parça tesirli bombalar ve direkt ateş açılmıştır.