검색어: google tv child porn did not find (영어 - 터키어)

did not find any evidence of upsuck.
emme teorisini gösterecek hiç bir kanıt bulamadılar.

marx and engels did not find a publisher.
marx ve engels bu kitabı bir yayımcı bulamadıklarından yayımlayamamışlardır.

they did not find apart from god any helpers.
allah'a karşı, kendilerine yardım edecek bir tek yardımcı bile bulamadılar.

rs police stopped the car but did not find mladic.
sc polisi aracı durdurmasına karşın mladiç'i bulamadı.

but did not find more than a single family of believers.
ama orada, bir hane dışında, biz'e itaat eden aile bulamadık.

but we did not find there other than one house of muslims,
ama orada, bir hane dışında, biz'e itaat eden aile bulamadık.

we did not find in most of them any [loyalty to] covenants.
onların birçoğunda ahde vefadan eser bulmadık.

christopher columbus did not find fame. it was fame who found christopher columbus.
christopher columbus, ün bulmadı. christopher columbus'u bulan ündü.

initially neisser wanted to be an internist, but did not find a suitable place.
başlangıçta neisser bir dahiliye uzmanı olmak istedi, fakat uygun pozisyon bulamadı.

he forgot our commandment and we did not find in him the determination to fulfil our commandments.
biz onda bir azim ve kararlılık görmedik.

we did not find many of them faithful to their promises, and found many of them disobedient.
biz onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulmadık; onların ekserisinin sadece itaat dışına çıkmış kimseler olduğunu gördük. [21,25; 57,8]

the managers and the security guards, on the other hand, did not find it particularly funny.
Öte yandan, müdürler ve güvenlik görevlileri, bunu o kadar da komik bulmadı.

certainly we had enjoined adam earlier; but he forgot, and we did not find any resoluteness in him.
and olsun ki daha önce "adem'e secde edin" demiştik; İblis'ten başka hepsi secde etmiş, o çekinmişti.

and we did not find for most of them any covenant; but indeed, we found most of them defiantly disobedient.
biz onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulmadık; onların ekserisinin sadece itaat dışına çıkmış kimseler olduğunu gördük. [21,25; 57,8]

we did not find many among them keeping their promises. however, we did find many evil-doers among them.
biz onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulmadık; onların ekserisinin sadece itaat dışına çıkmış kimseler olduğunu gördük. [21,25; 57,8]

but we did not find therein save a (single) house of those who submitted (the muslims).
ama orada, bir hane dışında, biz'e itaat eden aile bulamadık.

"the climate in kosovo has completely changed," steiner said. "when i arrived i did not find this climate.
kosova'daki ortamın tamamen değiştiğini söyleyen steiner, "buraya ilk geldiğimde bu olumlu hava yoktu.