검색어: holiness (영어 - 터키어)

i said, "yes, your holiness.
ben de evet cenapları diyorum

his holiness is far above having a son.
allah ancak bir tek allah'tır.

his holiness the karmapa: tomorrow is my talk.
karmapa : yarın konuşmam var.

his holiness the karmapa: the technology of the heart
budizm'in ruhani lideri karmapa : kalbin teknolojisi

his holiness, in his robes, is my new action hero.
cenapları,yeni kıyafetiyle benim yeni kahramanım

for god hath not called us unto uncleanness, but unto holiness.
Çünkü tanrı bizi ahlaksızlığa değil, kutsal bir yaşam sürmeye çağırdı.

once have i sworn by my holiness that i will not lie unto david.
davuta yalan söylemeyeceğim.

god reigneth over the heathen: god sitteth upon the throne of his holiness.
krallık eder uluslara.

thy testimonies are very sure: holiness becometh thine house, o lord, for ever.
sonsuza dek, ya rab.

and that ye put on the new man, which after god is created in righteousness and true holiness.
gerçek doğruluk ve kutsallıkta tanrıya benzer yaratılan yeni yaradılışı giyinmeyi öğrendiniz.

but one thing that i want to say, because it's similar to what his holiness said.
ve size aktarmak istediğim bir şey var çünkü bu patrik cenaplarının söylediğine benziyor

notwithstanding she shall be saved in childbearing, if they continue in faith and charity and holiness with sobriety.
ama doğum yapıp kurtulacaktır; yeter ki, sağduyuyla iman, sevgi ve kutsallıkta yaşasın.

his holiness is far above having a son. to him belongs whatever is in the heavens and whatever is on the earth.
allah ancak bir tek tanrı'dır, çocuğu olmaktan münezzehtir, göklerde olanlar da yerde olanlar da o'nundur.

and thou shalt make a plate of pure gold, and grave upon it, like the engravings of a signet, holiness to the lord.
‹‹saf altından bir levha yap ve üzerine mühür oyar gibi ‹rabbe adanmıştır› sözünü oy;

and they made the plate of the holy crown of pure gold, and wrote upon it a writing, like to the engravings of a signet, holiness to the lord.
kutsal tacın levhasını saf altından yaparak üzerine mühür oyar gibi ‹rabbe adanmıştır› sözünü yazdılar.

but they that have gathered it shall eat it, and praise the lord; and they that have brought it together shall drink it in the courts of my holiness.
Şarabını kutsal avlularımda içecek.››

the aged women likewise, that they be in behaviour as becometh holiness, not false accusers, not given to much wine, teachers of good things;
aynı şekilde yaşlı kadınlar saygın bir yaşam sürmeli. İftiracı, şaraba tutsak olmamalı; iyi olanı öğretmeli.

israel was holiness unto the lord, and the firstfruits of his increase: all that devour him shall offend; evil shall come upon them, saith the lord.
başına felaket gelirdi› ›› diyor rab.

judah hath dealt treacherously, and an abomination is committed in israel and in jerusalem; for judah hath profaned the holiness of the lord which he loved, and hath married the daughter of a strange god.
yahuda halkı haince davrandı. İsrailde ve yeruşalimde iğrenç şeyler yapıldı: yahuda yabancı ilaha tapınan kızla evlenerek rabbin sevdiği kutsal yeri kirletti.

the thunder celebrates his praise and holiness, and the angels, too, celebrate his praise for awe of him. he hurls thunderbolts, striking with them whom he wills while they are engaged in disputation concerning allah.
gök gürlemesi hamd ile o'nu takdis ve tenzih eder.melekler de duydukları saygıdan ötürü o’nu takdis ve tenzih ederler.o yıldırımlar gönderir, onlarla dilediği kimseleri çarpar.durum bu iken onlar hâlâ allah hakkında birbirleriyle tartışıp, ileri geri konuşurlar.