검색어: hood (영어 - 터키어)

fume hood
Çeker ocak

robin hood
robin hood

open the hood.
kaputu açın.

how do i open the hood?
kaputu nasıl açarım?

gone are aad, the nation of hood.
(Şunu da) bilin ki hud'un kavmi Âd, allah'ın rahmetinden uzak kılındı.

tom pulled his jacket hood over his head.
tom ceket kapüşonunu kafasına çekti.

to aad (we sent) their brother hood.
ad (halkına da) kardeşleri hud'u (gönderdik).

we are familiar with the legend of robin hood.
robin hood efsanesi bize tanıdık.

moreover, he invites us to look under the hood.
dahası, bizi işin perde arkasına da davet ediyor.

the device should only be operated under a chimney hood.
cihaz kesinlikle davlumbaz altında Çalıştırılmalıdır.

" ritchie, walker, vernor & hood, london 1800.
" ritchie, walker, vernor & hood, london 1800.

this is a work, a library i designed for the robin hood foundation.
bu eserim, robin hood vakfı için dizayn ettiğim bir kütüphane.

it's so hot that you could cook an egg on the hood of a car.
hava o kadar sıcak ki bir arabanın kaputunda yumurta pişirebilirsiniz.

and to (the people of) aad we sent their brother, hood.
ad (toplumuna da) kardeşleri hud'u (gönderdik.)

that nagging dread of self-hood didn't exist when i was dancing.
bireyselliğin o kusur bulucu dehşeti dans ederken yok oluyordu.

curtis young was brought up by his mother and first met his father 20 years later, when curtis became rapper hood surgeon.
curtis young'ı annesi büyüttü ve yirmi yıl sonra hood surgeon takma adıyla bir rapçi oldu ve babasıyla ilk kez bu dönemde tanıştı.

and to ad their brother hood; he said, 'o my people, serve god!
ad (halkına da) kardeşleri hud'u (gönderdik). dedi ki: "ey kavmim, allah'a ibadet edin, sizin o'ndan başka İlahınız yoktur.

and we shot our body actors, and we shot them wearing blue hoods.
ve vücut oyuncularımızı çektik ve onları mavi başlıklar giyerken çektik.