검색어: i don't know turkish language but i will try (영어 - 터키어)

i don't know turkish i'm translating
merhaba türkçe yazın lütfen

i don't know what plan he will try.
onun hangi planı deneyeceğini bilmiyorum.

i don't know turkish, i'm using a translator
türkçe biliyor musun ?

i don't know whether i will win or lose.
kazanacağımı ya da kaybedeceğimi bilmiyorum.

i am turkish but i don't know your language
kıllı amini yalarim

i don't know about you, but i believe tom.
senin hakkında bilmiyorum ama tom'a inanıyorum.

and i don't know why, but i remember the story.
neden bilmiyorum ama hikayeyi hatırlıyorum.

i know only english language but i will try to reply with the help of google translate
yabancı dil bilmiyorum türkçe konuş

i don't know about you, but i feel pretty good today.
seni bilmem ama ben bugün oldukça iyi hissediyorum.

and i stayed. i don't know why i stayed, but i stayed.
ve ben kaldım. sebebini bilmiyorum ama kaldım.

but i don't know why i don't hate their music.
ama neden onların müziklerinden nefret etmediğimi bilmiyorum.

i don't know, but i think that the turkish team is not one of the favourites.
bilmiyorum, fakat bence türk takımı favorilerden biri değil.

that is to say, i don't know, i will try to do alone but i haven't ever done it so far.
yani bilmiyorum becerebilirsem eğer tek olarak da yapmaya çalışacağım, ama bu güne kadar hiç tek yapmadım doğrusu.

and i could be wrong, i don't know, but i wish you would come tomorrow."
bilmiyorum, belki hata ediyorum ama yarın öğlen gelmenizi rica ediyorum."

i don't know if you could see, but i was never able to make insulation for the wires.
görebiliyor musunuz bilmiyorum, fakat kablolar için bir t bir yalıtım yapamadım.

but i don't know that that's the common debate.
ama bu ortak bir tartışma mı bilmiyorum.

and i don't know about all of you, but i have trouble keeping 100 things in my head at once.
sizi bilmiyorum ama ben 100 şeyi birden aklımda tutmakta zorlanıyorum.

i don't know, because i never did it, but i would imagine that it would take a great attitude.
bilmiyorum, çünkü hiç yapmadım. sanıyorum ki çok iyi bir tutum gerektirir.

and it all happened so quickly: i then -- i don't know how it happened -- but i went underwater.
ve bunların hepsi çok hızlı gerçekleşti sonra -- nasıl oldu bilemiyorum -- fakat suyun altındaydım.