검색어: may you get succeed in your ambitious (영어 - 터키어)

컴퓨터 번역

인적 번역의 예문에서 번역 방법 학습 시도.

English

Turkish

정보

English

may you get succeed in your ambitious

Turkish

 

부터: 기계 번역
더 나은 번역 제안
품질:

인적 기여

전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.

번역 추가

영어

터키어

정보

영어

when you get sick, it is a bug in your genome.

터키어

hastalanmanızın sebebi, genomunuzdaki bir hatadır.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

영어

look next time you get these catalogs in your mail -- you can usually figure out where they hid the cord.

터키어

bir sonraki sefere bu kataloglar postanıza geldiğinde neden kabloları sakladıklarını anlayabilirsiniz.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

영어

you will find a readme in your project folder %1 to help you get started with your project.

터키어

% 1 proje dizininizde projenize başlamanıza yardım edecek bir readme dosyası bulacaksınız.

마지막 업데이트: 2011-10-23
사용 빈도: 2
품질:

영어

if you get a bubble in your medicine -- because you have to mix it every morning -- and it stays in there, you probably die.

터키어

eğer ilacınızda ufacık bir baloncuk kalsa-- çünkü her sabah onu iyice karıştırmanız lazım-- baloncuk kalırsa muhtemelen ölüyorsunuz.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

영어

"we want to see you get closer to the eu, but that is in your hands and the hands of your political leaders," patten said.

터키어

patten, "ab'ye yaklaştığını görmek istiyoruz, fakat bunu başarmak size ve siyasi liderlerinize bağlı," dedi.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

경고: 보이지 않는 HTML 형식이 포함되어 있습니다

영어

you get a divergence of newtonian and quantum thinking at that point, you have a split in your dialog that is so deep, and so far, that they cannot bring this together at all.

터키어

newton vari bir anlaşmazlık ve kuantum düşünceleri arasındaki fikir ayrılığını, asla bir araya gelmeyecekmiş gibi duran diyaloglarındaki o derin ayrılıkları anlayabiliyordunuz.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

영어

the truth of it all comes on the moment, organically, and if you get five great moments of great, organic stuff in your storytelling, in your film, your film, audiences will get it.

터키어

gerçeklik bir anlık ve organik olarak geliyor, ve eğer hikayenizde ya da filminizde bu organik, harika şeyden beş anınız olursa seyirciniz bunu anlayacaktır.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

영어

if any of your women go away to the unbelievers, and you succeed in your turn (and have a chance of getting spoils), then give to those whose wives have so gone away as much as they had spent on them; but take heed and fear god in whom you believe.

터키어

eğer eşleriniz(e sarfettiğiniz mehirler)den herhangibir şey kafirlere gider de, sonra (onlardan da size kaçan kadınlar çıkar ve bu kez mehir ödeme) sıra(sı) size gelirse eşleri giden (mü'minlere) harcadıklarının mislini verin. İnandığınız allah'a karşı gelmekten sakının.

마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:

영어

here is, in fact, what you get if you, for example, look at the distribution of amino acids on a comet or in interstellar space or, in fact, in a laboratory, where you made very sure that in your primordial soup that there is not living stuff in there.

터키어

burda ki gerçek burda senin ne aldığın eğer amino asitlerin dağılımına baktıysan uzayda bir kuyruklu yıldız yada yıldızlar üzerinde ya da aslında bir lobarotuvarda, senin yaptığın ilk ilkel çorbanın olduğu yerde orada yaşayan şeylerin olmadığı yerde.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

영어

six weeks, these folds are now beginning with the papilla on the inside of the heart actually being able to pull down each one of those valves in your heart until you get a mature heart -- and then basically the development of the entire human body.

터키어

altı haftada, katlanmalar şimdi başlıyor. kalbin içindeki papillayla tamamen gelişmiş bir kalbe ulaşana kadar her bir valfi kalbin içine doğru çekmeye devam edecek -- ve tam bir insan vücudu oluşana kadar.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

영어

so you get in your car, and as you get in your car, your car will reserve you a parking spot before you arrive -- no more driving around looking for one, which frankly is one of the biggest users of fuel in today's cars in urban areas -- is looking for parking spots.

터키어

arabanıza biniyorsunuz, ve arabanıza bindiğinizde, arabanız sizin park yerinizi siz daha oraya varmadan tahsis edecek -- park yeri aramak için yapılan sürüşler sona erecek, ki bugünkü şehir merkezlerindeki en önemli benzin israfının sebeplerinden birisi park yeri aramak.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

인적 기여로
7,794,774,290 더 나은 번역을 얻을 수 있습니다

사용자가 도움을 필요로 합니다:



당사는 사용자 경험을 향상시키기 위해 쿠키를 사용합니다. 귀하께서 본 사이트를 계속 방문하시는 것은 당사의 쿠키 사용에 동의하시는 것으로 간주됩니다. 자세히 보기. 확인