검색어: my pleasure (영어 - 터키어)

pleasure
zevk

its my pleasure :)
onun benim zevk :) leyla sen soo tatlı

sp: my pleasure.
sp: benim için zevkti.

with pleasure
memnuniyetle

it was my pleasure.
benim için bir zevkti.

it's my pleasure.
o zevk bana ait.

the pleasure is mine.
o zevk bana ait.

it's our pleasure.
o zevk bize ait.

i will perform my duties with pleasure.
görevlerimi zevkle yerine getireceğim.

in gardens of pleasure
ni'met cennetlerinde.

business before pleasure.
zevkten önce iş.

for health and pleasure!
sağlık ve lezzet için!

to swim in the ocean is my greatest pleasure.
okyanusta yüzmek benim en büyük zevkimdir.

music affords us much pleasure.
müzik bize çok zevk verir.

what is life's greatest pleasure?
hayatın en büyük zevki nedir?

so, it's my great pleasure now to show this to you.
bu yüzden, şu an bunu size göstermek benim için büyük bir mutluluk.

master, i was going to have a boat made for my own pleasure.
usta, ben kendi zevkime göre bir tekne yaptıracaktım.

when you go to fight for my cause and seek my pleasure, you secretly express your love of them.
benim yolumda cihadetmek ve benim rızamı kazanmak için (yurdunuzdan) çıktığınız halde içinizde onlara sevgi (mi) gizilyorsunuz?

if you go forth struggling hard in my path and seeking my pleasure, would you manifest love to them?
benim yolumda cihadetmek ve benim rızamı kazanmak için (yurdunuzdan) çıktığınız halde içinizde onlara sevgi (mi) gizilyorsunuz?

my heart panted, fearfulness affrighted me: the night of my pleasure hath he turned into fear unto me.
Özlediğim alaca karanlık bana korku veriyor artık.