검색어: namely (영어 - 터키어)

namely they are not in love with haq and the truth.
yani onlar hakka ve hakikate âşık değillerdi

namely, that technology is enabling trust between strangers.
Şöyle ki, teknoloji yabancılar arasında güveni sağlıyor.

namely, that when they cast bells, they write inscriptions on them.
eskiden çanları imal ederlerken üzerlerine yazıtlar yazarlarmış.

there are two options, namely concrete pylon and steel pylon.
beton pilon ve çelik pilon olmak üzere iki seçenek mevcuttur.

"namely, it has one purpose: to save athens," he said.
kaminis, "doğrusu bu koalisyonun tek bir amacı var: o da atina'yı kurtarmak." dedi.

namely, the extent to which you have one of these biased time perspectives.
yani, bu sunduğum zaman perspektiflerinden en az birine sahipsiniz.

and how do you sustain interest among the toughest of audiences, namely children?
ve en zorlu seyirci, yani çocuklar arasındaki ilgiyi nasıl devam ettirebiliyorsunuz?

the second system has a single unique solution, namely the intersection of the two lines.
İkinci dizgede tek bir çözüm bulunur; yani iki doğrunun kesişme noktası çözümdür.

and they don't perceive even those as what they really are, namely electrical crackles.
ve onlar bile bu itkilerin gerçek halleri olan elektrik çıtırdılarını hissedemiyorlar.

he discovered two comets, namely the periodic comets 30p/reinmuth and 44p/reinmuth.
bunlar periyodik kuyrukluyıldız 30p/reinmuth ve 44p/reinmuth'u keşfetti.

the kingdom greatly expanded her capital city hing wong fu (), namely present-day guangzhou.
krallık, bugün guangzhou olarak adlandırılan başkenti hing wong fu'yu (興王府) fazlasıyla genişletmişti.

but let me know show you some data that have been properly published and analyzed on one special group, namely, top scientists.
Şimdi size özel bir grupla ilgili -en iyi bilim insanlarıyla ilgili- yayınlanmış ve incelenmiş verileri sunmak istiyorum.

he left behind two sons, namely, shamshad ahmad and rauf ahmad and two daughters,saleema khatoon and taslima khatoon.
ardında iki oğlu, Şamşad ahmed ve rauf ahmed ve iki kızı saleema khatoon ve taslima khatoon'u bıraktı.

== varieties of fado ==there are two main varieties of fado, namely those of the cities of lisbon and coimbra.
fado'nun, isimlerini portekiz'in lizbon ve coimbra şehirlerinden alan iki türü vardır.

) and ecstasy appears to be relatively high in only a few countries, namely the czech republic, estonia and the united kingdom.
) ve ecstasy kullanımı yalnızca birkaç ülkede nispeten yüksek görünmekte olup bunlar Çek cumhuriyeti, estonya ve birleşik krallık’tır.

as for the new monetary policy regime of the national bank (nbr), namely inflation targeting, the real test will come this year.
milli banka'nın yeni para politikası rejimi olarak benimsediği enflasyon hedeflemesi asıl sınavını bu yıl verecek.

"(namely) those whose lives the angels take in a state of wrong-doing to their own souls."
(o kâfirler), kendilerine zulmetmiş kimseler olarak, meleklerin, canlarını aldıkları kimselerdir.

) this range is based on data from a few countries only, namely denmark, germany, france, luxembourg and the netherlands.)
2006 istatistik bülteninde tablo szr-15.(103) bkz.

furthermore, 58,000 people -- namely, the total of the personnel to be involved in general security matters -- have already received training.
ayrica, toplam 58,000 kişi, yani genel güvenlik önlemleri çerçevesinde görev yapacak butun personel gerekli eğitimden geçirildi.

currently, temporary dumps in unsafe urban locations, namely, the grounds of the brazing institute and former radioisotope centre, contain the country's nuclear waste.
Şu anda, ülkenin nükleer atıkları güvenli olmayan kentsel bölgelerde, brazing enstitüsü ve eski radyoizotop merkezinde tutuluyor.