검색어: notwithstanding (영어 - 터키어)

notwithstanding
fakat

notwithstanding the preceding paragraphs:
protokolündebelirlenen hükümlere uygun olarak, oland adaları’nda geçerlidir.

notwithstanding the children of korah died not.
korahın oğulları ise ölmedi.

notwithstanding clause 21.1, you have not and will not:
21.1 maddesine karşı aşağıdaki hususları yapmadınız veya yapmayacaksınız:

notwithstanding ye have well done, that ye did communicate with my affliction.
yine de sıkıntılarıma ortak olmakla iyi ettiniz.

notwithstanding the foregoing, the borrower may take any such action if:
yukarıdaki hükümlere bakılmaksızın müstakriz, aşağıdaki durumlar oluştuğunda herhangi bir aksiyon alabilir:

such encouraging statements notwithstanding, high representative valentin inzko urged caution.
yüksek temsilci valentin İnzko, bu tür cesaret verici açıklamaların yanı sıra, ihtiyat çağrısında da bulundu.

"no suspects have been identified notwithstanding the considerable thorough efforts made to date.
bbc'nin aktardığı sözlerinde tinsley, "bugüne kadar gösterilen onca çabaya rağmen hiçbir şüpheli tanımlanamadı.

this notwithstanding, he called the judgment "a victory for the rule of law".
buna rağmen alınan kararı, "hukukun egemenliği" için bir zafer olarak adlandırdı.

notwithstanding the title, this book is "not" part of the mr. tompkins series.
başlığa rağmen, bu kitap mr. tompkins serilerinin kısmından oluşmamıştır.

the ti report notwithstanding, croatian prime minister ivo sanader is confident that things are getting better.
ti raporuna rağmen hırvatistan başbakanı İvo sanader, durumun iyiye gittiğinden emin görünüyor.

sophal ear: so, notwithstanding the 1970s narration, on april 17th 1975 we lived in phnom penh.
sophal ear: 1970'lerin anlatımına karşın, 17 nisan 1975'te biz phnom penh'deydik.

notwithstanding, that i be not further tedious unto thee, i pray thee that thou wouldest hear us of thy clemency a few words.
seni fazla yormak istemiyorum; söyleyeceğimiz birkaç sözü hoşgörüyle dinlemeni rica ediyorum.

this resolution notwithstanding, after 20 years of war the finances of the republic were in a calamitous state and the treasury was empty.
bu yönde karar alınmasına karşın 20 yıllık savaş sonunda roma cumhuriyeti'nin mali durumu zayıflamıştı ve hazine neredeyse boştu.

< notwithstanding paragraph l of this section (1), the foregoing exclusions shall not apply to:
< bu bölümün 1'inci paragrafına rağmen, yukarıda bahsedilen kapsam dışı durumlar şunlar için geçerli olmayacaktır:

3.notwithstanding paragraph2, measures concerning family law with crossborder implications shall be laid down in a european law or framework law of the council of ministers.
bakanlar konseyi’nin bir avrupa yasasıveya çerçeve yasası, madde iii-171 ve iii-176’dabelirtilen Üye devletlerin yetkili mercilerinin, başka bir Üye Ülkenin topraklarında, o Üye Ülkenin makamlarıyla bağlantılıolarak ve anlaşma içinde operasyon yapabileceği koşul-larıve sınırlamalarıbelirler.

many landlords believed it was more profitable to torch their buildings and collect insurance money rather than to sell under those conditions -- dead or injured former tenants notwithstanding.
birçok ev sahibi binalarını bu koşullar altında satmaktansa ateşe verip, sigortadan para almanın daha verimli olacağını düşündü, hem de eski kiracılarının ölmesine veya yaralanmasına hiç bakmadan.

notwithstanding a tight 2004 electoral schedule, government officials insist accession preparations, including wrapping up formal entry talks with brussels, will be given the highest priority.
sıkışık 2004 seçim takvimine rağmen hükümet yetkilileri, brüksel ile resmi katılım müzakerelerinin tamamlanması da dahil olmak üzere katılım hazırlıklarına birinci derece öncelik verileceği konusunda ısrarlı.

they said: surely if the wolf should devour him notwithstanding that we are a (strong) company, we should then certainly be losers.
"and olsun ki, biz kuvvetli bir toplulukken kurt onu yerse, biz aciz sayılırız" dediler.

certainly allah helped you in many battlefields and on the day of hunain, when your great numbers made you vain, but they availed you nothing and the earth became strait to you notwithstanding its spaciousness, then you turned back retreating.
and olsun ki allah size birçok yerlerde, ve çokluğunuzun sizi böbürlendirdiği fakat bir faydası da olmadığı, yeryüzünün geniş olmasına rağmen size dar gelip de bozularak arkanıza döndüğünüz huneyn gününde yardım etmişti.