인적 번역의 예문에서 번역 방법 학습 시도.
permit
부터: 기계 번역 더 나은 번역 제안 품질:
전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
번역 추가
permit holder
ruhsat sahİbİ
마지막 업데이트: 2019-07-30 사용 빈도: 1 품질: 추천인: Alpaycanta
provision for permit
İzin karşılığı
마지막 업데이트: 2019-09-24 사용 빈도: 1 품질: 추천인: Alpaycanta
permit me to stay.
kalmama izin ver.
마지막 업데이트: 2014-02-01 사용 빈도: 1 품질: 추천인: Alpaycanta
obtain permit for wwt
atık su arıtması için izin almak
마지막 업데이트: 2019-05-13 사용 빈도: 1 품질: 추천인: Alpaycanta
i can't permit that.
buna izin veremem.
date disposition permit issued :
defin tarihi düzenlendiği İzin:
마지막 업데이트: 2019-06-12 사용 빈도: 1 품질: 추천인: Alpaycanta
i'll permit you to go.
gitmene izin vereceğim.
building permits - occupancy permit
yapi ruhsati - yapi kullanma İzİn belgesİ
마지막 업데이트: 2016-11-12 사용 빈도: 1 품질: 추천인: Alpaycanta
will you permit me to go there?
oraya gitmeme izin verir misin?
please permit me to ask you some questions.
lütfen size bazı sorular sormama izin verin.
none may eat them except those we permit."
bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez.
마지막 업데이트: 2014-07-03 사용 빈도: 1 품질: 추천인: Alpaycanta경고: 보이지 않는 HTML 형식이 포함되어 있습니다
occupancy permit (yapı kullanma İzin belgesi)
yapı kullanma İzin belgesi
마지막 업데이트: 2019-03-22 사용 빈도: 1 품질: 추천인: Alpaycanta
he wouldn't permit me to swim in the river.
nehirde yüzmeme izin vermedi.
none may eat them except those we permit." so they claim!
bizim dilediğimizden başkası yiyemez bunları."
he said, ‘did you believe in him before i should permit you?
"size izin vermeden mi ona inandınız?
contractors say they face serious obstacles in the permit process. [reuters]
Üstleniciler, ruhsat sürecinde ciddi engellerle karşılaştıklarını söylüyorlar. [reuters]
마지막 업데이트: 2016-01-20 사용 빈도: 1 품질: 추천인: Alpaycanta
====other examples====some other sobolev spaces permit a simpler description.
==== diğer örnekler ====diğer bazı sobolev alanlarda basit bir açıklamasına izin verir.
마지막 업데이트: 2016-03-03 사용 빈도: 1 품질: 추천인: Alpaycanta
he [i.e. pharaoh] said, ‘do you profess faith in him before i should permit you?
(fir'avn) dedi: "ben size izin vermeden mi ona inandınız?
if time permits, i'll visit the museum.
zamanım olursa, müzeyi ziyaret ederim.