검색어: rehearsed (영어 - 터키어)

have not my revelations been rehearsed unto you, and them ye have been belying?
"ayetlerim size okunmadı mı?" ve siz onları yalanlamıyor muydunuz?"

would not have rehearsed it unto you, nor would he have acquainted you therewith.
o da onu hiçbir şekilde size bildirmezdi.

my signs were rehearsed to you and you turned back on your heels and took to flight,
"ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz."

surely my signs have been rehearsed unto you, and upon your heel ye were wont to draw back.
"ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz."

"were not my signs rehearsed to you, and ye did but treat them as falsehood?"
"ayetlerim size okunmadı mı?" ve siz onları yalanlamıyor muydunuz?"

"my signs used to be rehearsed to you, but ye used to turn back on your heels-
"ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz."

when to him are rehearsed our signs, "tales of the ancients", he cries!
ayetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "efsane" der.

and when the words were heard which david spake, they rehearsed them before saul: and he sent for him.
davutun söylediklerini duyanlar saula ilettiler. saul onu çağırttı.

say thou: had allah so willed. would not have rehearsed it unto you, nor would he have acquainted you therewith.
de ki: "allah dilemeseydi onu size okuyamazdım ve sizin de ondan haberiniz olmazdı.

when we rehearsed, she was so precise, already note-perfect... she was not just a singer, but a complete artist.
aristotle onasis ise daha sonra bir başkası ile evlenerek callas'ın ve kariyerinin sarsılmasına neden olmuştur.