검색어: separately (영어 - 터키어)

they paid separately.
onlar ayrı ayrı ödediler.

save images separately
resimleri ayrı ayrı kaydet

they each paid separately.
onların her biri ayrı ayrı ödedi.

tom and mary arrived separately.
tom ve mary ayrı ayrı geldi.

confirm each program call separately
her program çağrısını ayrı ayrı onayla

could you wrap them up separately?
onları ayrı ayrı sarar mısınız?

transom can be bought separately.*
Çapraz kiriş ayrı olarak satın alınabilir.*

it is separately used for each patient.
her hasta için ayrı kullanılır.

separately, edi rama of the sp concurred.
edi rama da aynı fikirde.

could you wrap this separately, please?
bunu ayrı olarak sarar mısınız, lütfen?

color channels can be adjusted separately.
renk kanallar ayrı ayrı ayarlanabilir.

now let's examine our initiatives separately
Şimdi bu initative lerimizin herbirine ayrı ayrı bakacak olursak

we moved here separately three years ago.
Üç yıl önce buraya ayrı ayrı taşındık.

(ind. - separately programmable sensing details)
(gösterge- ayrı ayrı programlanabilir algılama detayları)

voters residing abroad will be listed separately.
yurtdışında yaşayan seçmenler için ayrı bir liste oluşturulacak.

mcgraw and swift recorded their parts separately.
mcgraw ve swift iki parça halinde kaydetti.

separately, another coalition was announced at the weekend.
ayrı bir gelişmede, hafta sonu bir koalisyon daha ilan edildi.

he meets separately with christofias and talat on tuesday.
yetkili salı günü hristofyas ve talat ile ayrı ayrı görüştü.

there is no objection to your eating together or separately.
aynı şekilde kör kınanmaz, topal kınanmaz, sakat ve hasta da kınanmaz.

each kind of grp kiosk is given separately, stating the type.
her türdeik grp kiosku tipini belirterek ayrı ayrı verilmektedir.