검색어: suffered (영어 - 터키어)

they suffered from smog.
onlar dumandan muzdarip oldular.

he suffered an insult.
o, bir hakarete katlandı.

he suffered from a bad cold.
o, kötü bir soğuk algınlığı geçirdi.

‘indeed we have suffered loss!
"borca girdik."

he suffered from health problems.
sağlık sorunları yaşadı.

i don't think tom suffered.
tom'un acı çektiğini sanmıyorum.

he had suffered a heart attack.
o bir kalp krizi geçirmişti.

i suffered, i learned, i changed
acı çektim, öğrendim, değiştim.

he suffered terrible pain from his injuries.
yaraları yüzünden korkunç ağrı çekiyordu.

we suffered a loss of 10,000 dollars.
10,000 dolarlık bir kaybımız oldu.

a police officer suffered minor wounds.
Çatışmada bir polis memuru hafif yaralandı.

for years, tom suffered from migraine headaches.
yıllardır, tom migren baş ağrısından çekti.

"he had to suffer the way we suffered."
hemşire, "bizim çektiğimiz acıları çekmesi gerekiyordu." diyor.

at times, he suffered from a painful headache.
zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.

many soldiers suffered terrible wounds in the battle.
birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.

many have long suffered oppression and hardship under colonialism.
birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti.

no civilians suffered injuries, turkish tv channels reported.
türk televizyon kanallarının bildirdiğine göre saldırılarda sivillere zarar gelmedi.

in contrast to this economic growth, our environment has suffered.
doğal çevremizden gelen hammadde ve malların dolaşımı da bu nedenler içinde azımsanamayacak bir yere sahiptir.ekonomi ve küresel ticaretteki bu gelişmenin aksine, çevremiz bu süreçten zarar görmüştür.

our negotiations to lower export taxes suffered a big setback.
İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..

it was the common citizens who suffered," hasimja told setimes.
vize yüzünden sıkıntı yaşayanlar sıradan vatandaşlar", diyor.