검색어: t100, fast forward, buffering, choppy, skips (영어 - 터키어)

fast forward
hızlı İleri

fast-forward.
biraz hızlı ilerleyelim.

okay. fast forward.
pekala. İleri saralım.

fast forward to 2002.
hızlıca 2002'ye dönelim.

so, fast forward a few years.
derken, birkaç yılı hızla ileri saralım.

now fast-forward to 2012.
Şimdi 2012'ye gelelim.

now we go from here, fast forward to 1995.
Şimdi buradan hızlı bir şekilde 1995'e geçiyoruz.

now, fast forward two years, to early 2007.
Şimdi, iki yıl ileriye, 2007'nin başlarına gidelim.

• fast forward of the current track.
• geçerli parçanın hızlı ileri alınması.

now fast forward to just three years ago.
Şimdi üç yıl önceye ilerleyelim

so fast-forward to today, and we now live there.
hızlıca şimdiye gelirsek, biz orada yaşıyoruz.

fast-forward to pennsylvania, where i find myself today.
pennsylvania'ya hızlı ilerliyoruz, bugün kendimi bulduğum yere.

so let me fast-forward through the rest of my day.
ve günümün geri kalanına doğru hızlı bir geçiş yapmama izin verin.

fast forward to today and one sees a drastically different landscape.
günümüze hızlı bir şekilde döndüğümüzde ise tamamen farklı bir tablo görüyoruz.

fast forward -- 11 years later, i'm a 25-year-old kid.
İleri doğru hızlıca -- 11 yıl sonra, 25 yaşında bir çocuğum.

because that's kind of the world that we live in now, a world stuck in fast-forward.
Çünkü şu anda yaşadığımız dünya, bu türden bir dünya, hızlı sarma modunda takılmış bir dünya.

the season did feature some returning characters from the "fast forward" season.
sezon, the "fast forward" sezonundan bazı geri dönen karakterlerin özelliğindedir.

i'm going to fast-forward through a lot of lawsuits and a lot of community engagement.
açılan bir sürü hukuk davasından ve yöre halkının verdiği mücadelelerden bahsetmeyeceğim.

"fast forward" seasonthis season featured a brand new direction as well as a completely redesigned look and feel.
=== "fast forward" sezonu ===bu sezonda tamamen bir yeniden dizayn edilen bak ve hissetin yanı sıra yepyeni bir yön özelliklidir.

fast-forward a generation: this is the one-room schoolhouse, oak grove, where my father went to a one-room schoolhouse.
bir nesil hızlıca ileri gidelim: bu tek sınıflı bir okul binası, oak grove'da, babamın gittiği tek sınıflı bir okul.