검색어: the fewer the better (영어 - 터키어)

the fewer, the better.
ne kadar az olursa, o kadar iyi olur.

the more, the better.
ne kadar çok olursa, o kadar iyi.

the sooner, the better.
ne kadar erken olursa, o kadar iyidir.

the quicker, the better," pack said.
bu ne kadar çabuk olursa o kadar iyi." dedi.

the more targeted our interventions, the better.
müdahalemiz ne kadar hedefe yönelik olursa, o kadar iyi.

the more stuff that's mine, the better.
"ne kadar çok şeyim olursa, o kadar iyi."

the sooner you do it, the better it is.
ne kadar erken yaparsan, o kadar iyi.

changing our ways for the better
yöntemlerimizi daha iyiye doğru değiştirmek

the more a theory forbids, the better it is.
# her 'iyi' bilimsel kuram bir yasaklamadır.

the condition of the patient turned for the better.
hastanın durumu daha iyiye doğru yöneldi.

tell me which of the two cameras is the better one.
İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.

the more we learn, the better we realize our ignorance.
ne kadar çok öğrenirsek, cehaletimizi o kadar iyi farkederiz.

his health is changing for the better.
sağlığı daha iyiye gidiyor.

and the more you can recline, in a way, the better it is.
ne kadar çok yaslayabilirseniz bşr bakıma o kadar iyi.

and for the worse -- not for the better, but for the worse.
ve hayat üzerinde daha iyi değil- daha

and the whiter the bread, in many countries, the better it is.
ekmeğin daha beyaz olması, bir çok ülkede, çok daha iyidir.

if you desist, it will be the better for you.
(yenelim derken yenildiniz.) ve eğer (inkardan) vazgeçerseniz bu sizin için daha iyidir.

is that the better entertainment or the tree of zaqqum?
(nasıl) ağırlanmak için bu mu hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

"the sooner the talks start, the better for everybody," he said.
yetkili, "müzakereler ne kadar çabuk başlarsa herkes için o kadar iyi olur," dedi.

if you get up early, you will feel so much the better.
erken kalkarsanız, çok daha iyi hissedersiniz.