검색어: utter (영어 - 터키어)

utter
konuşmak

that's utter nonsense.
bu mutlak saçmalık.

he will pray for utter destruction
o da, helak (yok olmay)ı çağıracak,

they utter nothing but a lie.
onlar yalandan başkasını söylemiyorlar.

behold, they are utter liars.
dikkat edin, onlar yalancıların ta kendileridir.

indeed you utter a profound word!
[19,88-95; 37,150]

assuredly ye utter a disastrous thing
and olsun ki, ortaya pek kötü bir şey attınız.

then we annihilated them an utter annihilation.
bunun ardından onları yakıp yok ettik.

i know, i could barely utter them.
biliyorum, zar zor söyleyebiliyordum.

indeed, you utter a monstrous thing!
doğrusu siz büyük söz söylüyorsunuz.

truly ye utter a most dreadful saying!
[19,88-95; 37,150]

i have never, ever heard such utter bollocks.
daha önce hiç böyle bir söylem duymamıştım.

verily! you utter an awful saying, indeed.
doğrusu siz büyük söz söylüyorsunuz.

allah hears everything you utter and knows everything.
allah sizi kasıtsız yeminlerinizden sorumlu tutmaz.

these are only words he utters.
bu onun söylediği bir laftan ibarettir.