검색어: very bad belly pain (영어 - 터키어)

this is very bad.
bu çok kötü.

he's very bad, leo.
o çok kötü, leo.

i have some very bad news.
biraz çok kötü haberim var.

the weather is very bad here
hava çok kötü burada

the weather was very bad yesterday.
hava dün çok kötüydü.

cookie monster is very, very bad.
kurabiye canavarı çok çok kötü.

he is very bad at inventing excuses.
bahaneler icat etmekte çok kötüdür.

tom has a very bad reputation around town.
tom şehrin civarında çok kötü bir üne sahiptir.

"the conditions are very bad," she said.
"Şartlar çok kötü." diyor.

but this is a nice, slender, very bad pest.
fakat bu, hoş, narin, çok kötü bir pest.

i've got a very bad feeling about this.
bunun hakkında çok kötü bir hisim var.

there's one uncle there. he is very bad.
orada bir tane dayı çıktı ya çok kötü.

but venus is a very bad -- the worst -- planet.
fakat venüs çok kötü gezegendir.

good people had been put in a very bad situation for questionable results.
İyi insanlar, sorgulanabilir sonuçlar için çok kötü bir durumda bırakılıyorlar.

so babies and young children are very bad at narrowing down to just one thing.
yani bebekler ve çocuklar bir şeye indirgemekte çok kötüler.

hell is the proper place for such a person and it is a very bad dwelling indeed.
(ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. o ne kötü yerdir!

and it makes a very bad microphone; i've tried it many times.
ve mikrofon olarak da hiç iyi değil, çok defalar denedim.

and he who has taken satan for a companion has indeed taken for himself a very bad companion.
arkadaşı şeytan olan için ne kötü arkadaştır o.

i think that the political situation is putting the image of the country in a very bad position in the eu.
mevcut siyasi durumun, ülkeyi ab karşısında oldukça kötü bir duruma soktuğunu düşünüyorum.

the firm is setting a "very bad example" for other foreign investors, he added.
başbakan, firmanın diğer dış yatırımcılara "çok kötü örnek" olduğunu da sözlerine ekledi.