검색어: who doesn't (영어 - 터키어)

who doesn't know?
kim bilmiyor?

who doesn't admire tom?
tom'u kim beğenmiyor?

who doesn't know this problem?!
bu sorunu kim bilmiyor?!

who gets surgery and who doesn't?
kim ameliyat olacak kim olmayacak?

who gets safe surgery and who doesn't?
kim güvenli ameliyat olacak kim olmayacak?

he's a man who doesn't make mistakes.
hata yapmayan bir insandır.

who doesn't want to look young and sexy?
kim genç ve seksi görünmek istemez ki?

i'm the only one who doesn't know uyghur.
uygurları tanımayan tek kişi benim.

is there anybody here who doesn't breathe?
burada nefes almayan biri var mı?

he's a man who doesn't speak with anybody.
o, hiç kimseyle konuşmayan bir adamdır.

is there anyone who doesn't have one of these?
bunlardan birine sahip olmayan biri var mı?

and we know who's got defects in rnasel and who doesn't.
kimin rnasel geninde hasar olduğunu, kimde olmadığını biliyoruz.

nothing is impossible for the man who doesn't have to do it himself.
bir şeyi kendisi yapmak zorunda olmayan biri için hiçbir şey imkansız değildir.

a man who doesn't spend time with his family cannot be a real man.
ailesi ile zaman geçirmeyen bir erkek gerçek bir erkek olamaz.

or maybe your brother-in-law who doesn't believe in global warming.
ya da küresel ısınmaya inanmadığını söyleyen enişteniz.

a women who doesn't criticize you anymore is a women who doesn't love you anymore.
artık sizi eleştirmeyen bir kadın, artık sizi sevmeyen bir kadındır.

i've done it with claes oldenburg and with richard serra, who doesn't think architecture is art.
bunu claes oldenburg ve richard serra ile yaptım. o mimarinin sanat olmadığını düşünüyor.

not necessarily your mother, or indeed mine, but, as it were, the ideal mother, somebody who doesn't care about your achievements.
İlla sizin anneniz değil, ya da aslında benimkisi de. ama olması gerektiği gibi, ideal anne. başarılarınızı o kadar önemsemeyen birisi.

i have a hermit crab named hawthorne, who doesn't get a lot of respect as a hermit crab, so he kind of wishes he were a great white shark.
hawthorne adında bir kabuklu yengecim var. kabuklu yengeç olarak çok saygı görmüyor... ve bu yüzden bir beyaz köpek balığı olmaya özeniyor.

"what would happen if every time someone bought a pair of these shoes i gave exactly the same pair to someone who doesn't even own a pair of shoes?"
"bu ayakkabılardan her bir çift alındığında aynı çiftten bir tane de hiç ayakkabısı olmayan birine versem n'olur?"