검색어: widely (영어 - 터키어)

he yawned widely.
o, ağzını ayırarak esnedi.

she is widely known.
o yaygın olarak tanınmaktadır.

this magazine circulates widely.
bu dergi yaygın olarak dolaşır.

herschel, meanwhile, read widely.
ayrıca herschel 12 çocuk babasıdır.

his name was becoming widely known.
onun adı yaygın olarak biliniyordu.

alproud sums up a widely-held view.
alproud yaygın bir görüşü toparlıyor.

the economic of japan grew up widely.
japon ekonomisi geniş ölçüde büyüdü.

nay, both his hands are widely outstretched.
hayır, hiç de öyle değil!

it is also widely cultivated in southeast asia.
güney ve güneydoğu asya bölgelerinde yetişmektedir.

smtp became widely used in the early 1980s.
smtp geniş ölçüde 1980 lı yılların başlarında kullanılmaya başlandı.

widely known and used, medical grade polymer.
yaygın bir şekilde bilinen ve kullanılan, tıbbi sınıf polimer

swiss army knives are widely used outside the army.
İsviçre ordu Çakıları ordu dışında da geniş olarak kullanılır.

mladic is widely believed to be hiding in serbia.
mladiç'in sırbistan'da saklandığına dair yaygın bir kanı mevcut.

dionysius responded with an explanation widely interpreted as vacillating.
dionysius, geniş tereddüt içeren bir açıklama ile cevap vermiştir.

among ordinary citizens, reactions to the report vary widely.
sıradan vatandaşlar arasında rapora verilen tepkiler çeşitli.

"police, adjective" has been widely praised by critics.
"police, adjective" eleştirmenlerden büyük övgüler aldı.

energy use is widely considered a major contributor to the problem.
enerji kullanımı, bu sorununun en önemli nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.

however, this principle is not widely accepted as resolving the paradoxes.
ancak, bu ilke yaygın paradoksların çözümü olarak kabul edilmez.

hrant dink’s assassination was instantly widely recognised as one such plot.
@umitalan: taksim'le agos arasında müthiş bır kalabalık var.

and here's the only picture of leonardo that's widely accepted.
ve bu da leonardo'nun en fazla kabul gören tek resmi.