검색어: you are crazy so when you watching this (영어 - 터키어)

you are crazy.
sen delisin.

so when you put four.
yani dördünü koyunca.

you used to do so when you were a university student.
bir üniversite öğrencisi iken öyle yapardın.

so when you are done, appoint,
artık sen de ibadeti bitirince yorul.

so when you are free work diligently,
artık sen de ibadeti bitirince yorul.

so, when you are free, strive hard,
artık sen de ibadeti bitirince yorul.

so when you see that kind of thing, this is not something that you have to test.
yani bunun gibi bir şey gördüğünüzde, bu denemek zorunda olduğunuz bir şey değil.

so when you first get them, they're babies.
ilk aldığınızda birer bebekler.

so when you come to tedglobal, you can check it out.
yani tedglobal'e gelecek olursanız inceleyebilirsiniz.

so when you hear this sound you feel like a kind of shelter, preserved from noise pollution.
bundan dolayı bu sesi duyduğunuzda kendinizi gürültü kirliliğinden koruyan bir siper gibi hissedersiniz.

so, when you hold your breath it's infinitely easier.
böylece nefesinizi tutmak çok daha kolay oluyor.

so when you squish your shoulders, they pull on a bicycle cable.
omuzlarınızı birbirine yaklaştırdığınızda bir bisiklet telini çekiyorlar.

let's leave when you are ready.
hazır olduğunda gidelim.

so, when you eat less fat, you eat fewer calories without having to eat less food.
yani, az yağ yediğinizde, daha az yemek zorunda kalmadan daha az kalori alırsınız.

so when you are done, just bring back the body and then it's ready for another session.
İşiniz bittiğinde vücudu geri getirebilirsiniz ve bir dahaki seansa hazır olur.

so, when you have finished (your prayer), labor (in supplication),
artık sen de ibadeti bitirince yorul.

so when you have finished [your duties], then stand up [for worship].
artık sen de ibadeti bitirince yorul.

so, if you're in the audience today, or maybe you're watching this talk in some other time or place, you are a participant in the digital rights ecosystem.
bugün bir dinleyici iseniz ya da bu konuşmayı başka bir yerden dinliyorsanız dijital haklar ekosisteminin bir paçasınızdır.

so, when you may hear soldiers complaining, that's what they're talking about, you know?
o yüzden askerleri şikayet ederken duyarsanız bundan söz ettiklerini bilin.

so when you talk about self-paced learning, it makes sense for everyone -- in education-speak, differentiated learning -- but it's kind of crazy when you see it in a classroom.
yani kendi zamanına göre çalışmaktan konuştuğunuz zaman, herkes için mantıklı hale geliyor -- eğitim dili ile, ayrıştırmalı öğrenme -- ama bunu sınıfta görmek biraz delice.