검색어: you cannot be too diligent (영어 - 터키어)

you cannot be serious.
ciddi olamazsın.

you cannot be too good to your parents.
ebeveynlerine karşı çok nazik olamazsın.

you cannot be too careful driving a car.
araba sürerken çok dikkatli olamazsın.

you cannot be a blood donor.
sen bir kan verici olamazsın.

i cannot be without you.
ben sensiz olamam.

you can't be too vigilant.
Çok tetikte olamazsın.

you cannot be constrained by the public's opinion.
halkın düşünceleri tarafından da sınırlandırılmamalısınız.

you cannot be a part of wholeness and still be whole.
bütünlüğün bir parçası olup da hala bütün olunamaz.

it is true that we cannot be too careful choosing our friends.
bizim arkadaşlarımızı seçerken çok dikkatli olamamamız doğrudur.

actually, you cannot be tone-deaf. nobody is tone-deaf.
aslında, ton sağırı olamazsınız. kimse ton sağırı değildir.

i may be too old.
Çok yaşlı olabilirim.

don't be too long.
Çok uzun süre olma.

don't be too alarmed.
Çok fazla panik olmayın.

you can't be too careful driving on the expressway.
otobanda araba kullanırken ne kadar dikkatli olsan azdır.

don't be too hard on tom.
tom'a çok sert olma.

they cannot be too small, otherwise they cannot run their affairs and they are not affordable.
Çok fazla küçük olamazlar, aksi takdirde kendi işlerini yürütemezler ve onları beslemek imkansız olur.

"you cannot be employed, vote, open a business, get married or register your children.
profesör, "İşe giremezsin, oy kullanamazsın, şirket kuramazsın, evlenemezsin veya çocuklarını nüfusa kaydettiremezsin.

are you waxing proud, or fancy yourself to be too exalted?”
burnu büyüklük mü ettin, yoksa yücelenlerden mi oldun?"

don't be too dependent on others.
başkalarına çok bağımlı olmayın.

i wouldn't be too sure about that.
bunun hakkında çok emin olmazdım.