검색어: barca (이탈리아어 - 터키어)

barca
kayık

mini barca cors
minibot yarışı

barca da regata
bot yarışı

pescatori in barca.
teknedeki balıkçılar.

→ barca da regata giochi
→ tekne yarışı oyunları

barca da regata giochi giochi
tekne yarışı oyunları oyunlar

appena saliti sulla barca, il vento cessò
onlar tekneye bindikten sonra rüzgar dindi.

la grande barca di tama rereticonstellation name (optional)
tama rereti' nİn bÜyÜk teknesİconstellation name (optional)

appena scesi dalla barca, la gente lo riconobbe
onlar tekneden inince, halk İsayı hemen tanıdı.

essendo poi salito su una barca, i suoi discepoli lo seguirono
İsa tekneye binince, ardından öğrencileri de bindi.

ed essi subito, lasciata la barca e il padre, lo seguirono
hemen tekneyi ve babalarını bırakıp İsanın ardından gittiler.

allora partirono sulla barca verso un luogo solitario, in disparte
tekneye binip tek başlarına tenha bir yere doğru yol aldılar.

congedata la folla, gesù salì sulla barca e andò nella regione di magadàn
İsa, halkı evlerine gönderdikten sonra tekneye binip magadan bölgesine geçti.

allora vollero prenderlo sulla barca e rapidamente la barca toccò la riva alla quale erano diretti
bunun üzerine onu tekneye almak istediler. o anda tekne gidecekleri kıyıya ulaştı.

mentre risaliva nella barca, colui che era stato indemoniato lo pregava di permettergli di stare con lui
İsa tekneye binerken, önceleri cinli olan adam ona, ‹‹seninle geleyim›› diye yalvardı.

andando un poco oltre, vide sulla barca anche giacomo di zebedèo e giovanni suo fratello mentre riassettavano le reti
İsa biraz ileri gidince zebedinin oğulları yakupla yuhannayı gördü. teknede ağlarını onarıyorlardı.

allora egli pregò i suoi discepoli che gli mettessero a disposizione una barca, a causa della folla, perché non lo schiacciassero
İsa, kalabalığın arasında sıkışıp kalmamak için öğrencilerine bir kayık hazır bulundurmalarını söyledi.

si cominciò a raccogliere attorno a lui tanta folla che dovette salire su una barca e là porsi a sedere, mentre tutta la folla rimaneva sulla spiaggia
Çevresinde büyük bir kalabalık toplandı. bu yüzden İsa tekneye binip oturdu. bütün kalabalık kıyıda duruyordu.

allora simon pietro salì nella barca e trasse a terra la rete piena di centocinquantatrè grossi pesci. e benché fossero tanti, la rete non si spezzò
simun petrus tekneye atladı ve tam yüz elli üç iri balıkla yüklü ağı karaya çekti. bu kadar çok balık olduğu halde ağ yırtılmamıştı.

allora fecero cenno ai compagni dell'altra barca, che venissero ad aiutarli. essi vennero e riempirono tutte e due le barche al punto che quasi affondavano
Öbür teknedeki ortaklarına işaret ederek gelip yardım etmelerini istediler. onlar da geldiler ve her iki tekneyi balıkla doldurdular; tekneler neredeyse batıyordu.