검색어: erba (이탈리아어 - 터키어)

erba
ot

erba (botanica)
otsu bitki

nascondersi nell’erba alta
uzun otların arasına saklanmak

come fieno presto appassiranno, cadranno come erba del prato
yeşil bitki gibi kuruyup gidecek.

si dissolvano come acqua che si disperde, come erba calpestata inaridiscano
düşük çocuk gibi güneş yüzü görmesinler.

i miei giorni sono come ombra che declina, e io come erba inaridisco
Ünün kuşaklar boyu sürer.

scenderà come pioggia sull'erba, come acqua che irrora la terra
toprağı sulayan bereketli yağmurlar gibi olsun!

mandammo contro di loro un solo grido, rimasero come erba disseccata per gli stabbi.
biz onlara bir sayha, müthiş bir ses gönderdik, davar ağılındaki kuru ot ve çırpı gibi oldular.

cresceranno come erba in mezzo all'acqua, come salici lungo acque correnti
kavaklar gibi boy atacaklar.›

raglia forse il somaro con l'erba davanti o muggisce il bue sopra il suo foraggio
yemi olan öküz böğürür mü?

allora ordinò loro di farli mettere tutti a sedere, a gruppi, sull'erba verde
İsa herkesi küme küme yeşil çayıra oturtmalarını buyurdu.

egli è colui che ha fatto scendere l'acqua dal cielo, bevanda per voi ed erba pei pascoli.
gökten suyu indiren o'dur. ondan hem size içecek vardır, hem de hayvanlarınızı otlatacağınız bitkiler.

le popolazioni di insetti sono molto maggiori nell’erba alta e aumentano ulteriormente nei terreni coltivati a erba che non sono stati eccessivamente fertilizzati.
böcek popülasyonları uzun çimlerde çok daha fazla olup, ağır şekilde gübrelenmemiş çayırlarda daha da artmaktadır.

ecco ciò che mi fece vedere il signore dio: egli formava uno sciame di cavallette quando cominciava a germogliare la seconda erba, quella che spunta dopo la falciatura del re
egemen rab bana şunu gösterdi: kralın payına düşen otlar biçilmişti. otlar yeniden yeşermeye başlarken rab sürüyle çekirge yaratıyordu.

anche i predatori sono diventati una minaccia più pericolosa, perché i pulcini sono facili prede nei terreni aperti con l'erba tagliata bassa.
civcivler kısa kesilmiş açık çayırlarda kolay av olduklarından, yırtıcı hayvanlar da daha büyük bir tehdit haline gelmiştir.

[gli ordinammo:] “stringi nella tua mano una manciata d'erba, colpisci con quella e non mancare al tuo giuramento”.
"eline bir demet sap al da onunla vur ve yeminine ters düşmüş olma!" dedik. biz onu sabırlı bulduk.