전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
la sentenza del 2014 merita speciale menzione.
2014 kararına özellikle değinmek gerek.
마지막 업데이트: 2016-02-24
사용 빈도: 1
품질:
allah ha emesso la sentenza sui suoi servi”.
allah kullar arasında (böyle) hüküm verdi!"
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
경고: 보이지 않는 HTML 형식이 포함되어 있습니다
dal cielo fai udire la sentenza: sbigottita la terra tac
Ülkedeki mazlumları kurtarmaya kalkınca. |isela
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
di fronte a me la sentenza non cambia, né sono ingiusto verso i miei servi”.
"benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmetmem."
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
경고: 보이지 않는 HTML 형식이 포함되어 있습니다
il re fu preso e condotto dal re di babilonia a ribla ove fu pronunziata contro di lui la sentenza
kral sidkiya yakalanıp rivlada babil kralının huzuruna çıkarıldı ve hakkında karar verildi.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
aliza marcus, autore di "sangue e fede", esprime shock per la sentenza:
"kan ve İnanç" kitabının yazarı, aliza marcus türk yargı sistemi karşısındaki şaşkınlığını twitter'da şöyle belirtti:
마지막 업데이트: 2016-02-24
사용 빈도: 1
품질:
경고: 보이지 않는 HTML 형식이 포함되어 있습니다
il re fu catturato e condotto a ribla nel paese di amat presso il re di babilonia che pronunziò la sentenza contro di lui
kral sidkiya yakalanıp hama topraklarında, rivlada babil kralının huzuruna çıkarıldı. babil kralı onun hakkında karar verdi.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
il 9 febbraio 2011, dopo l'ennesimo appello contro la sentenza, venne assolta per la terza volta.
bu karar yapılan bir başka itirazdan sonra, 9 Şubat 2011'de, üçüncü kez beraat edildi.
마지막 업데이트: 2016-02-24
사용 빈도: 1
품질:
abbiamo addirittura ricevuto su di noi la sentenza di morte per imparare a non riporre fiducia in noi stessi, ma nel dio che risuscita i morti
Ölüme mahkûm olduğumuzu içimizde hissettik. ama bu, kendimize değil, ölüleri dirilten tanrıya güvenmemiz için oldu.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
si realizzò su di loro la sentenza che già era stata pronunziata contro altre comunità di dèmoni e di uomini che li precedettero. invero furono tra i perdenti.
kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan topluluklarına (uygulanan) söz, kendilerine de gerekli oldu (bunlar da azabı hak ettiler), çünkü hep ziyanda idiler.
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
ma i soldati caldei li inseguirono e raggiunsero sedecìa nelle steppe di gerico, lo presero e lo condussero da nabucodònosor re di babilonia a ribla nel paese di amat, dove il re pronunziò la sentenza su di lui
ama artlarına düşen kildani ordusu eriha ovalarında sidkiyaya yetişti, onu yakalayıp hama topraklarında, rivlada babil kralı nebukadnessarın huzuruna çıkardılar. nebukadnessar onun hakkında karar verdi:
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
e coloro che erano stati superbi diranno: “in verità tutti noi ci siamo dentro. allah ha emesso la sentenza sui suoi servi”.
büyüklenen (müstekbir)ler derler ki: "biz hepimiz (ateşin) içindeyiz; gerçekten allah, kullar arasında hüküm verdi (artık)."
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
경고: 보이지 않는 HTML 형식이 포함되어 있습니다
poi, quando giungerà il decreto nostro e ribollirà la fornace, allora imbarca una coppia per ogni specie e la tua famiglia, eccetto colui contro il quale è già stata emessa la sentenza.
bizim buyruğumuz gelip de tandır kaynayınca her cinsten iki çift ve aileni de alıp ona sok. yalnız onlar içinde alehylerine söz geçmiş (azabımıza uğrama hükmü giymiş) olanları bırak.
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
demmo loro compagni che abbellirono [agli occhi loro] il loro futuro e il loro passato. si realizzò su di loro la sentenza che già era stata pronunziata contro altre comunità di dèmoni e di uomini che li precedettero.
biz onların yanına birtakım arkadaşlar katarız. bunlar, onların önlerinde ve arkalarında ne varsa yaptıkları her türlü işi süsler, cazip gösterirler.böylece cinlerden ve insanlardan gelmiş geçmiş toplumlar hakkında yürürlükte olan cezalandırma hükmü, onlar hakkında da gerekli olur.Çünkü onların hepsi kendilerini hüsrana atmışlardı.
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
demmo loro compagni che abbellirono [agli occhi loro] il loro futuro e il loro passato. si realizzò su di loro la sentenza che già era stata pronunziata contro altre comunità di dèmoni e di uomini che li precedettero. invero furono tra i perdenti.
ve onlara öyle arkadaşlar hazırladık ve verdik ki önlerindeki dünya işlerini ve artlarındaki ahireti inkar etmeyi bezediler onlara ve onlardan önce, cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler arasında azap hükmünü hakettiler, şüphe yok ki onlar, ziyana uğrayanlardandı.
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
poi, quando giungerà il decreto nostro e ribollirà la fornace, allora imbarca una coppia per ogni specie e la tua famiglia, eccetto colui contro il quale è già stata emessa la sentenza. e non mi rivolgere suppliche in favore degli ingiusti: saranno annegati.
nitekim bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her (tür hayvandan) ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş (azap gerekmiş) olanlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardır" diye vahyettik.
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
경고: 보이지 않는 HTML 형식이 포함되어 있습니다
perciò gli ispirammo: “costruisci un'arca sotto i nostri occhi, secondo quello che ti abbiamo ispirato. poi, quando giungerà il decreto nostro e ribollirà la fornace, allora imbarca una coppia per ogni specie e la tua famiglia, eccetto colui contro il quale è già stata emessa la sentenza.
bunun üzerine ona şöyle vahyettik: "nezaretimiz altında, sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap; buyruğumuz gelip tandırdan sular kaynayınca her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu alıp gemiye bindir.
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
경고: 보이지 않는 HTML 형식이 포함되어 있습니다