전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
attraversata poi la pisidia, raggiunsero la panfili
pisidya bölgesinden geçerek pamfilyaya geldiler.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
saul cessò dall'inseguire i filistei e questi raggiunsero il loro paese
bundan sonra saul filistlileri kovalamaktan vazgeçti. filistliler de yerlerine döndüler.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
quando erano gia lontani dalla casa di mica, i suoi vicini si misero in armi e raggiunsero i daniti
danoğulları mikanın evinden biraz uzaklaştıktan sonra, mikanın komşuları toplanıp onlara yetiştiler.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
le truppe dei caldei però inseguirono il re e raggiunsero sedecìa nelle steppe di gerico; allora tutto il suo esercito lo abbandonò e si disperse
ama kildani ordusu kral sidkiyanın ardına düşerek eriha ovalarında ona yetişti. sidkiyanın bütün ordusu dağıldı.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
seicento uomini, che avevano voltato le spalle ed erano fuggiti verso il deserto, raggiunsero la roccia di rimmon, rimasero alla roccia di rimmon quattro mesi
kırlara kaçıp rimmon kayalığına sığınanların sayısı altı yüzdü. kayalıkta dört ay kaldılar.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
ma i soldati caldei li inseguirono e raggiunsero sedecìa nelle steppe di gerico, lo presero e lo condussero da nabucodònosor re di babilonia a ribla nel paese di amat, dove il re pronunziò la sentenza su di lui
ama artlarına düşen kildani ordusu eriha ovalarında sidkiyaya yetişti, onu yakalayıp hama topraklarında, rivlada babil kralı nebukadnessarın huzuruna çıkardılar. nebukadnessar onun hakkında karar verdi:
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
questi sono gli uomini che raggiunsero davide in ziklàg, quando ancora fuggiva di fronte a saul, figlio di kis. essi erano i prodi che l'aiutarono in guerra
davutun kiş oğlu sauldan gizlendiği ziklakta yanına gelenler şunlardır. bunlar savaşta onu destekleyen yiğitlerdi.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
quando quelli di giuda raggiunsero la collina da dove si vedeva il deserto, si voltarono verso la moltitudine, ed ecco non c'erano che cadaveri gettati per terra, senza alcun superstite
yahudalılar kırdaki gözcü kulesine varınca, o büyük orduya baktılar, ama sadece yere serilmiş cesetler gördüler. tek kişi kurtulmamıştı.
마지막 업데이트: 2012-05-05
사용 빈도: 1
품질:
e quando i vostri figli raggiungono la pubertà, chiedano [il permesso di entrare], come fanno quelli che prima [la raggiunsero].
sizden olan çocuklar, erginlik çağına erdikleri zaman, kendilerinden öncekilerin izin istediği gibi, bundan böyle izin istesinler.
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질:
e quando i vostri figli raggiungono la pubertà, chiedano [il permesso di entrare], come fanno quelli che prima [la raggiunsero]. così allah vi spiega suoi segni, allah è sapiente, saggio.
Çocuklarınız büluğa erdiklerinde ise, kendilerinden büyük olanları nasıl izin istiyorlardı ise, odanıza girmek için her vakitte izin istesinler!İşte allah size âyetlerini böylece açıklar.Çünkü allah her şeyi bilir, her hükmü yerinde açıklar.
마지막 업데이트: 2014-07-03
사용 빈도: 1
품질: