검색어: diketemukan (인도네시아어 - 터키어)

menanti untuk diketemukan.
sadece bulunmayı bekliyorlar.

kami yakin dia akan diketemukan.
bulunacağına eminiz.

tidak ada yang diketemukan, tuan.
başka kimseyi bulamadık efendim.

pistolnya tidak pernah diketemukan.
silah hiç ele geçirilemedi.

kau takkan diketemukan! atau diketahui!
bundan ne haber alınacak ne de sen özleneceksin.

mayat ayahnya tak pernah diketemukan.
- cesedinin bulunamadığını söylemişti.

dan bintang kecil yang hilang telah diketemukan lagi.
#orada kaybolan minik yıldızı bulacaksınız.#

beberapa tahun lalu, aku mendaftarkan diri untuk diketemukan.
bir kaç yıl önce, bulmak için kayıt oldum.

dan jerman, awak mereka tidak diketemukan, anda tahu itu.
bir alman ekibi yanan bir tankın içinde oturup beklemez, biliyorsun.

anak buahmu hrs menyisir seluruh pinggiran kota hingga dia diketemukan.
adamların onu bulana kadar tüm dağlık bölgeyi köşe bucak aramalı.

satu putera mereka, berusia sembilan tahun, tak pernah diketemukan.
dokuz yaşındaki oğulları hiç bulunamamış.

itu akan musnah kalau dia tak diketemukan./ aku tahu apa yang kupertaruhkan!
karını bulamazsan o serveti unutursun. neyin tehlikede olduğu konusunda nutuk çekme bana!

berita terbaru tentang pembunuhan sadis..,.. akan sekeluarga yang diketemukan terbunuh minggu ini.
bugün hafta başında ortaya çıkan korkunç aile cinayeti hakkında yeni gelişmeler yaşandı.

dompet diketemukan di pembuangan sampah di kota alphabet, senjata pembunuhan dibuang di east river.
cüzdanı alphabet şehrindeki bir çöplükte cinayet silahı da doğu nehrinde gözlerden uzak bir yerde kendi halinde batacak.

dugaan itu membuat ibu dan ayah yakin dan menyadari kalau chris memang berusaha untuk tak diketemukan.
anne ve babamın bunu ilk duyduklarındaki rahatlama hissi çabucak, yerini chris'in aslında bulunmamaya çalıştığı gerçeğinin algısına bıraktı.

jadi aku mulai bekerja untuk menyingkap kantor walikota, dan kutemukan sesuatu yang ia tak ingin diketemukan.
o yüzden, herkes gerçek yüzünü görsün diye başkanlık ofisini eşelemeye başladım ve kimsenin bilmesini istemeyeceği bir şey buldum.

lihatlah salah satu agen mereka hanya 2 jam setelah mayat mengerikannya diketemukan di kamar motel di san fransisco selatan.
korkunç cesedin güney san francisco'daki bir otel odasında bulunmasından yalnızca 2 saat sonra ajanlarından birinin şu görüntüsüne bakın.

pada 7 oktober 1849, edgard allan poe, diketemukan hampir meninggal di bangku taman di baltimore, maryland.
ladyas timeless İyi seyirler dileriz. 7 ekim 1849'da, edgar allan poe, baltimore, maryland'deki bir park bankında ölmek üzereyken bulundu.

diketemukan pada tahun 1903, diperkirakan oleh seorang nelayan yang datang ke sini dan sangat menyukainya dan dia mulai membuka restoran kepiting.
1903 yılında başlatıldı. buralarda çalışan bir balıkçı tarafından kurulmuş olması muhtemel. Çok sevmiş olacak ki bir de yengeç lokantası açmış.

kelihatannya telah terjadi bunuh diri besar-besaran oleh kelompok mahasiswa yang mentalnya tidak stabil yang faktanya dipelopori oleh aksi tunggal pembunuh yang mayatnya belum diketemukan.
bir grup akıl sağlığı bozuk öğrencinin trajik bir biçimde topluca intiharı etmesinin cesedi henüz bulunamayan bir seri katilin işi olduğundan şüphe ediliyor. cinayetler anma günü katliamının...