검색어: kamu kurang obat (인도네시아어 - 터키어)

kamu kurang cepat.
hey, ne bu kadar uzun sürdü?

- kamu kurang agresif.
yeterince istekli değilsiniz.

apakah kamu kurang sehat?
hasta mısın?

kamu kurang waspada kan, virgil?
biraz dikkatsizsin, öyle değil mi virgil?

kamu kurang dapat sinar matahari.
- yeterince güneş almıyorsun.

kembali kesini, dasar kamu kurang ajar!
geri dön, aşağılık herif!

dengar, menurutku kamu kurang serius menangani ini.
bakın, benim söylediklerimi ciddiye aldığınızı sanmıyorum.

kamu kurang bijak kerana mudah mematikan pertahanan.
kendini savunmaktan vazgeçmen çok akılsızca.

dan yesus menjawab, "karena kamu kurang percaya."
İsa demiş ki... "çünkü inancınız çok az".

dari gembung matamu, aku simpulkan kamu kurang tidur semalam.
Şişmiz gözlerinizden, uykusuz geceler geçirdiğiniz sonucunu çıkardım.

kamu kekurangan uang?
hazırladın mı?

kamu dikurangi satu angka.
pekala, bu kadar.

dan adrenalin yang muncul saat memotong anggota tubuh orang bisa membantu di saat-saat kamu kurang tidur.
ayrıca insanları doğrarken yaşadığın adrenalin patlamasının uykusuz geçirmen gereken gecelerde sana epey faydası olacaktır.

dilihat dari kamu berkurang fisik ...
sen bir bilginsin, değil mi?

walaupun kalian identik sekali, tapi kamu kurang motivasi dan bakat - memungkinkan bagi ethan untuk unggul. - ...
görünüş olarak birebir benzemene rağmen sen ethan kadar yetenek ve motivasyon sahibi değildin.

eddie, maukah kamu kurangi kecepatannya?
eddie, biraz yavaşlamak ister misin?

jika kamu kekurangan uang tunai, kami menerima kartu.
nakit sıkıntın varsa, kredi kartı da geçer.

kamu kekurangan kemampuan... untuk mengatur shinobi seperti leluhurmu lakukan.
atalarının yaptığı gibi... shinobi yolunu takip etmen için yeteneğin yok.

dan (kami telah mengutus) kepada penduduk mad-yan saudara mereka, syu'aib. ia berkata: "hai kaumku, sembahlah allah, sekali-kali tidak ada tuhan bagimu selain-nya. sesungguhnya telah datang kepadamu bukti yang nyata dari tuhanmu. maka sempurnakanlah takaran dan timbangan dan janganlah kamu kurangkan bagi manusia barang-barang takaran dan timbangannya, dan janganlah kamu membuat kerusakan di muka bumi sesudah tuhan memperbaikinya. yang demikian itu lebih baik bagimu jika betul-betul kamu orang-orang yang beriman".
medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik): "ey kavmim, dedi, allah'a kulluk edin, sizin o'ndan başka bir ilâhınız yoktur. size rabbinizden açık bir delil geldi: Ölçüyü ve tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin, düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın; eğer inanan (insan)lar iseniz, böylesi sizin için daha iyidir!"