검색어: syria (인도네시아어 - 터키어)

syria.
suriye.

dia dari syria.
o suriyeli'ydi.

dia tiba... dari syria.
suriye'den geliyor.

. org syria keparat!
suriyeli pislik!

siapa yang dari syria?
suriye'den kim geliyor?

karena kau orang syria.
suriyeli olduğun için.

al-zuhari tiba dari syria.
el zuhari, suriye'den geliyor.

2 saudara disana dari syria.
oradaki iki kardeş suriye'den gelmiş.

- pada front syria, extremelly well.
- on the syrian front, extremely well.

aku tak mempercayai orang syria itu.
suriyelilere güvenmiyorum.

siapa yang leatherby bawa dari syria?
leatherby, suriye'den kimi getirecek?

dulu ada satu org syria di ludus kami.
bizim okul'umuzda bir suriyeli vardı.

orang syria menerima "tanda"nya.
suriyeliler damgalanıyor.

al-zuhari dibawa langsung dari syria.
el zuhari, suriye'den getiriliyor.

./ benar dia di jual pada pedagan syria.
gerçekten suriyeli bir tüccara satılmış.

berikan "tanda" pada orang syria itu.
siktiğimin suriyelilerini damgala.

dan orang syria itu juga akan mendapatkan imbalan?
suriyeliler de onlar gibi ödüllendirilecek mi?

glaber syria menjualnya pada majikan kapal pedagang.
glaber'in bahsettiği suriyeli, sura'yı sahibesine köle götüren bir tüccara satmış.

bercakap di washington tentang pemberontak bersenjata di syria.
washington'daki müzakereler suriye'deki direnişçilerin silahlandırılmasını gündeme getiriyor.

berganti hari dan satu lagi tindakan keganasan di syria pada hari sabtu.
suriye'de bir başka gün ve cumartesi gününde bir başka şiddet dalgası.