검색어: zikakristu (코사어 - 터키어)

ndiyazi ke ukuba ndothi, ndakuza kuni, ndize ndinentsikelelo ezalisekileyo yeendaba ezilungileyo zikakristu.
yanınıza geldiğimde, mesihin bereketinin doluluğuyla geleceğimi biliyorum.

ngokuba, njengokuba iintlungu zikakristu ziphuphumela kuthi, ngokunjalo ithi nentuthuzelo yethu iphuphume ngokristu.
Çünkü mesihin acılarını nasıl büyük ölçüde çekiyorsak, mesih sayesinde büyük teselli de buluyoruz.

ke kaloku, ndathi ndakufika etrowa ngenxa yeendaba ezilungileyo zikakristu, ndakuba ndiwuvulelwe nomnyango enkosini,
mesihin müjdesini yaymak amacıyla troasa geldiğimde rabbin işi için bana bir kapı açıldığı halde, kardeşim titusu orada bulamadığım için iç huzurum yoktu. bu nedenle oradakilere veda ederek makedonyaya gittim.

ezingezizo nokuba zizo ezinye; koko kukho bathile banikhathazayo, bathandayo ukuzigqwetha iindaba ezilungileyo zikakristu.
gerçekte başka bir müjde yoktur. ancak aklınızı karıştırıp mesihin müjdesini çarpıtmak isteyenler vardır.

yithini, njengoko ningamadlelane ngeentlungu zikakristu, nivuye; ukuze, nasekutyhilekeni kobuqaqawuli bakhe, nivuye nigcoba.
tersine, mesihin acılarına ortak olduğunuz oranda sevinin ki, mesihin görkemi göründüğünde de sevinçle coşasınız.

amadoda amakhulu la aphakathi kwenu ndiyawavuselela, ndikwayindoda enkulu kunye nawo, nengqina leentlungu zikakristu, nedlelane nawo ngobuqaqawuli obuza kutyhileka.
bu nedenle aranızdaki ihtiyarlara, onlar gibi bir ihtiyar, mesihin çektiği acıların tanığı, açığa çıkacak olan yüceliğin paydaşı olarak rica ediyorum: tanrının size verdiği sürüyü güdün. zorunluymuş gibi değil, tanrının istediği gibi gönüllü gözetmenlik yapın. para hırsıyla değil, gönül rızasıyla, size emanet edilenlere egemenlik taslamadan, sürüye örnek olarak görevinizi yapın.

ngoku ndiyavuya ezintlungwini zam ngenxa yenu, ndikuzalisa kanye okusileleyo kwiimbandezelo zikakristu, enyameni yam, ngenxa yomzimba wakhe olilo ibandla;
sizin için acı çektiğime şimdi seviniyorum. mesihin, kendi bedeni, yani kilise uğruna çektiği sıkıntılardan eksik kalanlarını kendi bedenimde tamamlıyorum.

uyintoni na ke ngoko umvuzo wam? ukukuthi, ndakuzishumayela iindaba ezilungileyo, ndizenze zingabi nandleko iindaba ezilungileyo zikakristu, ukuba ndingalisebenzisi igunya lam ezindabeni ezilungileyo ezi.
peki, ödülüm nedir? müjdeyi karşılıksız yaymak ve böylece müjdeyi yaymaktan doğan hakkımı kullanmamaktır.

ukuba abanye babelana ngokwenza ngeli gunya kuni, asikukhona singenjenjalo na thina ngakumbi? asilisebenzisanga ke elo gunya; sisuka sithwale izinto zonke, ukuze singazibambezeli ngani iindaba ezilungileyo zikakristu.
başkalarının sizden yardım almaya hakları varsa, bizim daha çok hakkımız yok mu? ama biz bu hakkımızı kullanmadık. mesih müjdesinin yayılmasına engel olmayalım diye her şeye katlanıyoruz.

kodwa ke ukuhlala kwenu makube kokuzifaneleyo iindaba ezilungileyo zikakristu, ukuze, nokuba ndifikile ndanibona, nokuba andifikanga, ndizive iindaba zenu, ukuba nimi moyeni mnye, ngamphefumlo mnye, nilwela inkolo yeendaba ezilungileyo,
ancak yaşayışınız mesihin müjdesine layık olsun. Öyle ki, gelip sizi görsem de gelmesem de sizinle ilgili haberleri, tek bir ruhta dimdik durduğunuzu, müjdede açıklanan inanç uğruna tek can halinde birlikte mücadele ettiğinizi, size karşı olanlardan hiçbir şekilde yılmadığınızı duyayım. böyle davranmanız onlara bir belirtidir - kendilerinin mahvolacağını, sizlerin ise kurtulacağını gösteren bir belirti. bu da tanrının işidir.