검색어: negativan (크로아티아어 - 터키어)

korak je negativan!
basamak negatif.

negativan pogled unaprijed
negatif look ahead

očekuje se kako će ton izvješća biti iznimno negativan.
belgenin tonunun son derece olumsuz olması bekleniyor.

po njegovim riječima europi je time upućen negativan signal o bih.
yüksek temsilci, bu başarısızlığın bh'den avrupa'ya olumsuz bir işaret gönderdiğini belirtti.

godinama je imidž sjedinjenih američkih država među turcima većinom negativan.
abd'nin türkler arasındaki imajı yıllardır büyük oranda olumsuz seyrediyor.

ovo može imati vrlo negativan utjecaj na izravna strana ulaganja u makedoniji.
bu durum, makedonya'ya yönelik yabancı doğrudan yatırımlar üzerinde çok olumsuz etkilere yol açabilir.

moody's: sporazumi o zalogu imat će negativan utjecaj na grčku
moody's: teminat anlaşmaları yunanistan'a olumsuz etki eder

iako se negativan utjecaj može osjetiti, istaknuo je, on vjerojatno neće biti dugotrajan.
yetkili, olumsuz bir etki hissedilebilecek olsa da bunun büyük olasılıkla uzun sürmeyeceğini belirtti.

"pokušaj većine da izvrši pritisak na pravosudni sustav šalje negativan signal.
balla, "Çoğunluk hükümetin yargı sistemine baskı uygulaması olumsuz bir sinyal gönderiyor.

"nema izgleda, nema prognoza za negativan gospodarski rast", rekao je u četvrtak.
perşembe günü konuşan van rompuy, "negatif ekonomik büyüme yönünde hiçbir perspektif, hiçbir tahmin yok." dedi.

dvije zemlje iz zone zajedničke valute -- grčka i portugal -- zabilježit će negativan rast.
ortak para bölgesindeki iki ülke -yunanistan ve portekiz- negatif büyüme yaşayacak.

makedonija je ovog mjeseca službeno ušla u recesiju, nakon što je u drugom kvartalu u nizu imala negativan rast.
makedonya, üst üste ikinci üç aylık dönemde de negatif büyüme bildirmesiyle, bu ay resmen daralmaya girdi.

moo je također postavio isto pitanje, te su im u više navrata pružena jamstva kako izbori neće imati nikakav negativan učinak.
ioc de aynı soruyu sordu ve kendilerine defalarca olumsuz hiçbir etkinin olmayacağı teminatı verildi.

"međutim, priznaje on, "politička situacija mogla bi imati negativan utjecaj na to".
jorgoni, "ancak, siyasi durum buna olumsuz etki etmiş olabilir." diye de ekledi.

ministar gospodarstva i regionalnog razvoja nebojša Ćirić izjavio je za setimes da je vlada kupila željezaru zato što bi njezino zatvaranje imalo snažan negativan utjecaj na gospodarstvo.
ekonomi ve bölgesel kalkınma bakanı nebojsa ciriç setimes'a verdiği demeçte, hükümetin fabrikayı, kapanması ekonomi üzerinde geniş bir etkiye yol açacağı için satın aldığını söyledi.

"međutim", priznaje on, "politička situacija mogla bi imati negativan utjecaj na to".
ancak siyasi durum buna olumsuz etki edebilir." dedi.

agencija za kreditni rejting moody's investors service dala je negativan kreditni rejting bugarskom bankarskom sustavu u svojem izvješću od 8. ožujka.
kredi derecelendirme kuruluşu moody's yatırımcı servisi 8 mart tarihli raporunda bulgaristan'ın bankacılık sistemine olumsuz bir kredi notu verdi.

"prolongiranje procesa … neće imati negativan utjecaj na realizaciju projekata planiranih za 2012. godinu, i također nema utjecaj na plaće.
maliye bakanlığı sözcüsü muharrem Şahini setimes'a yaptığı açıklamada, "sürecin uzaması ... 2012 yılı için planlanan projelerin hayata geçirilmesi üzerinde olumsuz bir etki yaratmayacak ve maaşları da etkilemeyecek.

"jedna korupcijska afera može diskreditirati jednu cjelokupnu instituciju, sektor i vladu i imati negativan utjecaj na imidž države", kazao je.
yetkili, "bir yolsuzluk olayı tüm bir kurumun, sektörün ve hükümetin itibarını zedeleyebilir ve devletin imajı üzerinde olumsuz etki yaratır." dedi.

"preduvjet je da nema otvorenih pitanja između zemlje kandidata i države članice; pitanja koja imaju negativan utjecaj na naše odnose", ukazala je.
yunan bakan, "aday bir ülkeyle üye bir ülke arasında çözülmemiş hiçbir sorun, ilişkileri üzerinde olumsuz etkisi olan hiçbir mesele olmaması bir önkoşuldur," dedi.